Helal olsun!
Önce bir maç seyrettik saat 16.00'da, G.Saray ile Antalya arasında... Hani devre arası programı yaptık Ender Bilgin ile, konuşacak bir şey bulamadım. Maç sonu da yazacak bir şey bulamıyorum. Güzel iki tane vuruş golü, bakın hazırlanmış gol demiyorum, sadece vuruş golü. Estetik olarak güzel ama şöyle 3-4 pastan sonra atılan goller değiller. Antalya bu G.Saray'a karşı daha dirençli ve etkili olmalıydı. Aslında onlar da iyi değillerdi. İki kötünün galibi G.Saray çıktı, işte size maçın özeti.. Sonra bir maç başladı saat 19.00'da.. Öyle bir maç ki, bence maç önemi olarak koca ilk devrenin en önemli maçıydı. Ve şunu söyleyebilirim. İki taraf da iyi hazırlanmışlar. Aykut'un Başakşehir'i ile Emre'nin Başakşehir'i arasında siyahla beyaz kadar fark var. Bu iki teknik adamın arasındaki farktır. HHH Şimdi bu maç şöyle önemliydi iki taraf için de. Trabzon zaten önde, bayağı da bir puan farkı var. Eğer Başakşehir'e kaybederse 6 puan kaybetmiş olacak. Galip gelse 6 puan almış olacaktı. Beraberlikte de rakibini yumruk mesafesinde ilerisinde tuttu. Her maçı kazanacağım diye aptalca hücum edilmez. Nitekim Trabzonspor bunu yaptı. 60'dan sonra Emre'nin kazanması lazım.. O da diyor ki, "Kaybedersem zaten çok fark var ama kazanırsam bir şeyler yapabilirim, bir ümidim olabilir" diyerek takımını ileriye çıkarmaya başladı. İki taraf da öyle değişiklikler yaptı ki, tam bir taktik savaş oldu. Bakıyorum Trabzonspor'un arkasındaki takımlara; onları zorlayacak kapasitede sadece Başakşehir var. Peki; bu Başakşehir ile Trabzonspor rövanşı ne zaman oynayacak, sezonun en son maçında. O zamana kadar bu köprünün altından ne sular geçecek. HHH Ama iki takıma da helal olsun, bize çok güzel 90 dakika yaşattılar. Bu kadar kötü bir lig, bu kadar kötü maçlar oynanırken; hani dün akşamki maç sanki çölde bulduğumuz bir şişe soğuk su gibi geldi bize. Ama bir şeyi söylemeden geçemeyeceğim. Hamsik diye bir oyuncu var. Arkadaş bu adam ayağına mıknatıs mı takıyor, ne yapıyor? Veya maça çıkmadan önce topların içine çip mi koyuyor, bir çip de ayakkabısında var sanırım; rakiplerine çaktırmadan o topları atıyor. Arkadaşının ayağı rahatsa oraya atıyor, kafa pozisyonu rahatsa oraya atıyor. Sahada hiç pislik yapmıyor. Arkadaşlarına da rakiplerine de son derece saygılı. Daha da önemlisi, teknik adamın sahadaki eli ayağı oluyor. Bu tarz futbolcuların aldığı para helal olsun. Bazı gelen yabancılar ve yerliler örnek almak istiyorlarsa bu oyuncuyu alsınlar. Maçın iyi oynanmasında Halil Umut Meler'in de payı vardı. Beşiktaş Başkanı beğenmese de bu çocuk iyi hakem. NOT: Geçtiğimiz gün bir maç oynandı. Göztepeli oyuncu penaltı attı, Beşiktaş kalecisi kurtardı. Ama bu çıkarttığı topla, ceza alanında ilk oynayan futbolcu yine Beşiktaşlıydı. Bu Beşiktaşlı oyuncu penaltı atışı yapıldığı an, 1 metreden fazla ceza alanının içindeydi. Yani penaltının tekrarı gerekirdi. Peki ne oldu? Orta hakem atlayabilir. VAR odasındaki vatandaş ne iş yapar? Kim bu adam, Yaşar Kemal Uğurlu.. Eğer bu penaltıyı tekrar ettiremiyorsa, Yaşar Kemal Uğurlu'ya şüpheyle bakarım. Bu hakeme bir de ödül diye F.Bahçe maçı verildi. Özel bir şeyler mi oluyor, yoksa tesadüf mü göreceğiz bakalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.