Hikaye sona erdi
- Erman Toroğlu Yazıları
- 10 Aralık 2021, 22:26:25, Güncelleme: 11 Aralık 2021, 06:50:09
Sergen geçen sene başarılı oldu. Başarılı olurken de herhalde bütün artıları kendine yazdı. Rakiplerinin eksilerini hiç görmedi. Yönetim uyanıklık yapmaya kalktı. Sergen şampiyonluğa giderken önümüzdeki sezonun anlaşmasını yapmadı. Dediler ki şampiyon olamazsak bu kadar parayı niye Sergen'e verelim. Bu sefer Sergen şampiyon olunca Çeşme'ye gitti ve yöneticileri kıstırdı. Bazı yorumcular da devreye girdi. Ve yöneticiler Sergen'in ayağına gitti. Bir anlaşma yapıldı ama yöneticiler bu işten hoşnut olmadı. Özellikle Başkan Ahmet Nur Çebi. Bakmayın kamuoyunda Başkan Çebi ve Sergen el ele gözüktü. Hepsi hikayeydi. Şimdi gelelim Sergen'in takımdaki ağırlığına. Geçen yıldaki kadro dardı ve rahat idare etti. Ama bu sene 3-4 tane üst düzey oyuncu aldılar büyük paralar vererek. Geçen seneki oyuncular değildi bunlar ve bu futbolculara hakim olamadı. Paralar da adaletli dağıtılmadığı için çarşı karıştı. Sergen bir de reklam filmi çevirdi. Altını çizerek söylüyorum: Başkan Süleyman Seba olsaydı bir Beşiktaş Teknik Direktörü onu çevirmezdi, çeviremezdi. Seba izin vermezdi. Fatih Terim Avrupa maçlarına sarı-kırmızı kaşkol ile çıkıyor. Siz Sergen'in Beşiktaş yazan ürünlerle basın toplantısı yaptığını gördünüz mü? Ben görmedim. Gören varsa da bana haber versin. Bakın bazı şeyler ufak ufak başlar. Önemsemezsiniz sonunda duvara vurursunuz. Keşke Sergen bazı şeyleri daha doğru yapsaydı yarın başka büyük takımı veya milli takımı çalıştırsın isterdim. Ama maalesef doğru gitmedi. İnşallah ileride iyi olur.
UÇAKTA BÜYÜK KRİZ
Münih'teki arkadaşlarla iddiaya girdim. Beni, B. Münih- Barcelona maçına davet ettiler. Eyaletin başındaki şahıs maça seyirci alınmayacak kararı çıkarttı. Bir gün önce başka maçta 20 bin seyirci vardı. Maç gecesi 22'de restoranları kapatma emri verdiler. Ama Münih havalimanında otobüsle uçağa giderken 50 kişilik otobüste 100 kişi vardı. Şimdi gelelim uçaktaki rezalete… Pegasus'un patronunu tanırım ve severim. 9A'da oturuyordum. Uçağın bir önünde bir arkasında iki tuvalet vardı. Ön tuvalete gitmek isteyenlerin hepsini arkaya yolladılar. 1 saat 20 dakika sıkışan yolcu ön tuvalete giremedi. Sonunda dayanamadım gittim arkaya girin dediler. Dolu ve pilot var dediler. Yalan söylediler. Perde kapalı olmasına rağmen gördüm. Pilotlar ufak ihtiyaçları için giriyorlardı. Ben tartışmaya girdiğimde onu da almadılar tuvalete. Allah'tan uçakta prostat yolcu yoktu. Tartışmadan sonra ön tuvalet kullanmaya açıldı. İnanın 5-6 kişi ayakta bekledi. Muhakkak kabin amiri sorumludur. Herhalde uçaktaki görevliler 'nasıl olsa bunlar anlamaz ve her şeye razı olurlar' diyordu. Ama iki sefer içki ve meşrubat satışına çıktılar. Yani bundan sonra Pegasus'a binmeden mutlak tuvaletinizi yapınız. Benden uyarması…
KIRIK CAM TEORİSİ
Hakemler konuşulmadan olmaz. Ankara'da iki hakem var: Ali Uluyol ve Metin Tokat. Bunlar beni savcılığa şikayet etti. Savcı, ikisinin de dilekçelerini reddetti. Bunlar hala kaşınmaya devam etti. Bir daha kağıt geldi başka savcıdan. Neymiş onları küçük düşürüyormuşuz. Yıllardır kırık cam teorisi vardır. Beyefendiler, bundan alınıp şikayet etmişler. Aslında haklılar… Bu hakemler daha hakemlik yapamıyor. Başları ve komiteleri idare edemiyor. Kırık cam teorisini nereden bilsin zavallılar. İkide bir savcılığa verirseniz ben de sizi vereceğim. Bakalım ne olacak? Yok öyle üç kuruşa beş köfte.
PRiM Mi CEZA MI?
Bu Galatasaray yıllardır Türkiye Ligi'nde kötü neticeler alsa Avrupa'ya çıkıp çatır çatır gidiyor. O sırada bunu başaran futbolculara prim mi ceza mı lazım? Ben olsam ceza veririm. Türkiye'de neden böyle oynamıyorsunuz diye. Ama biliyorum onlardan 'federasyon ve hakemler' cevabı gelecek. Haksız da değiller.