50 yıldır kötüyüz

İngiltere Premier Lig 1 milyar 750 milyon euro, İspanya La Liga 690 milyon euro, Türkiye Süper Lig 500 milyon dolar, İtalya Serie A 371 milyon euro, Almanya Bundesliga 240 milyon euro, Fransa Ligue 1 80 milyon euro, Galler 50 milyon euro, İsviçre 31 milyon euro. Bu rakamlar resmi yerlerden alınmıştır. Bu listeyi niye çıkardım. İtalya'nın yayın geliri 370 milyon euro yıllık, bizim gelirimiz yıllık 500 milyon dolardı. Yıllar önce Aziz Yıldırım'la Digitürk'ün oturup imza attıklarında hiç unutmuyorum; "Türkiye'de futbol değerini buralara getirdik. Yarın Erman Toroğlu'nun işine Digitürk'te son vereceğiz ve Türkiye'de artık marka değeri yükselecek demişlerdi. Çok net görüntüler de var. Peki yıllar geçti ne oldu bizim futbol ayaklar altına girdi. Şimdi İtalya'ya yenildik, hem de rezil bir futbolla yenildik. Futbolumuz bir anda tu-kaka oldu. Peki o zaman yarın Galler'i, Pazar günü de İsviçre'yi geçersek futbolumuz müthiş mi olacak? Hayır. İtalya'nın futbol değeri 370 milyon euro, Türkiye'nin şu andaki futbol değeri 500'ken şu anda yarı yarıya düştü. Galler 50 milyon euro, İsviçre 31 milyon euro. Şimdi saadete gelelim; biz İtalya'ya yenildik. İtalya'da bir futbol ekolü var, bir kalite var. Almanya'ya yenildin, İngiltere'ye yenildin, İspanya'ya yenilirsin bunun bahanesi kolay; onlarda futbol ekolü var bizde yok. İyi peki yarın Galler'i geçemezsek İsviçre'yi geçemezsek ne olacak? Hiçbir bahanen kalmayacak. Peki onları geçersek futbolumuz toparlanacak mı? Hayır. Neden? Türk futbolu 50 yıldır kötü idare ediliyor. Zaman zaman iyi idare etmeye çalışan başkanlar geldi ama güçleri yetmedi. Buna örnek en son gelen rahmetli Hasan Doğan'dı. Peki futbolumuz neden böyle? Çok basit. Futbol oynamamız için sağlam, karakterli kanunlar çıkarılmıyor, çıkarılamıyor. Sebep; 50 yıldır siyaset futbolu bırakmıyor. Neden? Gelen iktidarlar hiçbir zaman bu oyuncağı elden bırakmazlar kendilerine mahkum ederler. Peki hata tamamen onlarda mı hayır. Yıllarca insanları aldatan, transferlerde hırsızlık yapan, bazı kulüp yöneticileri, menajerlerle ortak çalışıp, trilyonluk vurgun yapıp kaçan yöneticiler, onun için şu anda kulüpler Ziraat Bankası'na ve diğer bankalar mahkum durumdalar. Yani alacağımız iyi bir sonuç, veya kötü bir sonuç futbolumuzu ne batırır ne çıkarır. Çok kötü gidiyoruz ve insanları aldatıyoruz.

REKABETTEN KORKUYORUZ

Son durağa gelen futbolcuları alarak, menajerleri, bazı teknik adam ve yöneticileri zengin ederek Türk futbolunu öldürdük. Birileri bir gün çıkar el koyar mı bilmiyorum şu anda zor. Oynadığımız günlük maçlarla avunuyoruz. Altınordu gibi takımlara prim vereceğimize, sahte oynayanlara prim veriyoruz. 'Yabancı oyuncu kısıtlaması olsun' diyerek rekabetten korkuyoruz. Buna en iyi örnek olan Süper Lig takımları var mı, var. Mesela Sivas, Alanya, Hatay. Benim futbolla ilgim olmasa oturup da Türkiye liginde bir maç seyretmem. Düşünün Sergen Yalçın Beşiktaş'a geldi, elindeki çöp kadroyla şampiyon oldu. Galatasaray devre arası 5 transfer yaptı. Fenerbahçe dağları taşları aldı. Allahtan hak yerini buldu Beşiktaş şampiyon oldu.

ÖRNEK ALTINORDU

Bakınız; Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş dahil bazı teknik direktörler, kamuoyunu yanlış yönlendiriyorlar, neymiş efendim; yabancı futbolcu sayısı fazlaymış. Alma, oynatma. Yabancı sayısının fazla olması, aslında iyi bir şey. Neden? Sen kısıtlamayı yaparsan benim 100 liralık futbolcuma 2 milyon lira vermek mecburiyetinde kalıyorum. Ama benim o 100 liralık futbolcuya ben yurt dışından rekabet yapacak 80 liraya futbolcu alıyorum. Serbestlik olunca ne oldu. Türkiye'de de 100 lira alacak futbolcu, dedi ki arkadaş "Ben Türkiye'de de 100 lira alacaksam, çekip gideyim Avrupa'da şansımı deneyim. Çünkü 100 liraya Afrika'dan futbolcu geliyor. Biz 100 liralık, 200 liralık futbolculara 3.5 milyon, 4 milyon eurolar verdik yıllarca. Ama bakın bu serbestlikten sonra yurt dışına giden futbolcu adedine bir bakın. Arkadaşlar Süper Lig'e yükselme maçını izledim. Bir tarafta Altay, bir tarafta Altınordu. Altay'ın golü atan futbolcusu 36 yaşında, kaptanı 39 yaşında. Karşıda oynayan da Altınordu. Pırıl pırıl çocuklar, hepsi de Türk. Altay'ı zaman zaman ne hale soktular. Eğer Türkiye'de 20 tane Altınordu yaratabilirsen, o zaman futbol bir yere gelir. Veya Altınordu zihniyetini futbola sokarsan o zaman yürürüz.

"YERSENKİRCHEN"

Futbolumuz yıllarca ama yıllarca yeni değil öyle idare edildi ki Federasyondaki yetkili amcalar, akşam yatıyorlar, sabah bir kalkıyorlar, "Bu sene düşme kalksın" haydaa buyur buradan yak. Sonra bir gece yine yatıyorlar sabah gene kalkıyorlar, "Yabancı sınırlaması şu kadarken, bundan sonra bu kadar olacak" haydaa. Yine bir akşam yatıyorlar sabah yeni bir karar. Yahu kardeşim; ligin kaç takımla oynanacağı, yabancı oyuncu sınırlaması öyle bir günde, iki günde alınacak kararlar değil ki. Bu kararları kulüplerle beraber alırsınız. Kararı aldıktan en az bakın en az diyorum iki veya 3 sene sonra uygulamaya girerseniz. Çünkü kulüpler buna göre bütçe ayarlarlar, hazırlarlar. Peki bizde neden böyle; bence şundan böyle, Almanya'da yer var adı Gelsenkirchen. Ben onu Türkçe'ye çeviriyorum "Yersenkirchen".

HANGİ ÇOCUKLAR!

Yeni moda çıktı 'bizim çocuklar'. Ya beyler, çocuklar bizim de nerede yetişmişler ona bir bakın bakalım. Yurt dışında yetişen bizim çocukların kaymaklarını Avrupalılar alıyor, kaymağın altındakiler bize geliyor. Biz de bizim çocuklar diye diye birbirimizi kandırıyoruz hadi oradan sizde. Türk futbolunun kurtuluşu Altınordu örnekleriyle olur, Artistlerle değil. Galatasaray Falcao'yu kaça aldı. Galatasaray'da Falcao'nun aldığı paraya bak, bir de bakın Galler'le İsviçre'nin televizyon gelirlerine. Ama şurada bir hata yapıyoruz; Falcao'yu aldık bence Ankara'nın Çubuk ilçesine yollayalım oranın turşusu çok güzeldir. Cam kavanozlara koyup koyup, satarsınız 'Falcao turşuları' diye eğer enayi bulursanız. Bence Çubuk turşusu daha fazla para eder.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.