Geçmişte Aziz Yıldırım, böyle pozisyonlarda takımı toplar, ağır konuşmalar yapardı. Ben bu olaya bir isim takmıştım. Kamuoyunda bayağı tutmuştu: 'Azizsilin' Şimdi bakıyorum o kadar hafta geçti, bu sene Galatasaray doğru dürüst futbol oynadı. Fatih Terim tribünde yardımcılarıyla beraber devamlı atılıyor. Fatih Terim'in kaprisleri, başkanın tavırları, neredeyse Galatasaray'da bir iç savaş var. Ama şu bir gerçek aynı 'Azizsilin'de olduğu gibi bu hafta 'Mustafasilin' sahneye çıktı ve dünkü maça damgasını vurdu. Galatasaray takımını son 15-16 maçtır bu kadar çok koştuğunu görmemiştim. Belhanda krizi, yürüyen futbolcular, birbirlerine hava atan adamlar... Geçen hafta Yedlin yerde yatıyor sakat, neredeyse ayak bileği kırılmış. Bir arkadaşı gidip de "Ne oluyor sana?" diyen yok. Öyle bir takımdı. Bu sefer Mustafa Cengiz sahneye çıkınca çarşı karıştı. Dinliyorum ve okuyorum kimse, "Başkan yalan söylüyor doğru söylemiyor, yanlış yönlendiriyor" diyeni görmedim. Hep "Galatasaray başkanı böyle konuşmamalı. Kol kırılır yen içinde kalır" deniyor. Demek ki kolun kırılması birkaç yerden ki, yen kafi gelmiyor! Bakın, geçen birkaç haftadır Galatasaray üzerinde ölü toprağı var. Takım birbirine yardım etmiyor, çoğu general. Dün akşam ne oldu? Ne değişti Galatasaray'da? Başkanın konuşması.
***
Dün Galatasaray iyi mücadele etti. Hem kendi oynadı hem de rakibini oynatmadı. Çok futbolcuyla hücuma gidip, defans yaptılar. 3 gol atan Kerem ilk yarının sonuna doğru kendi ceza alanının 4 metre dışında top almak isterken sarı kart yedi. Bu bile Galatasaray'ın dün akşamki halini en iyi gösteren olaydır. Kerrem'in birinci ve ikinci gol vuruşları üst düzey futbolcu vuruşuydu. Bu iş böyledir. İki santrfor sakatlanmasa belki de bu çocuğu göremeyecektik.
***
Hakem için önce şunu söylemek lazım; Galatasaray bu hakemi yıllardır istemiyordu. Komiteler de veremedi. Ama Serdar Tatlı, Fırat Aydınus'un hastalığının bitmesiyle beraber bu maça atadı. Aferin Serdar aynen devam. Fırat Aydınus, maçı şeklini bozacak hareket yapmadı. Verdiği kararlar doğruydu.