İçerde kuzu, dışarda kartal
- Erman Toroğlu Yazıları
- 18 Ekim 2017, 01:01:17
O da çok önemli değil. Çünkü giren de çıkan da aynı kalitede oyuncular... Peki neden böyle oluyor? Çok basit, futbolcular maç seçiyorlar.
Tamam, bir şeye "evet" diyebilirim. Şampiyonlar Ligi maçı çok büyük vitrin. Bence Dünya Kupası'ndan da büyük vitrin. Ama Türkiye'de şampiyon olmazsan oraya nasıl gideceksin?
Alın siyah-beyazlıların maçlarını izleyin. Şampiyonlar Ligi'nde, Beşiktaş rakibe top kaptırdığında bir futbolcu rakip takım tarafında kalıyor, diğer 9 futbolcu kendi kalesini korumak için rakip ve topun arkasında kalıyorlar. Yani tehlikeyi başlamadan orta alanda bertaraf ediyorlar, sonra hücuma çıkıyorlar.
Peki aynı siyah-beyazlı oyuncuların Türkiye Ligi'nde oynadıkları maçlardaki görüntülerine bakın, özellikle hücumda olan hiçbir oyuncu (Cenk hariç) hiç birisi rakiplerini kovalamıyor.
Ben siyah-beyazlı yönetimin yerinde olsam bu takıma bu tarz oynadıkları için ceza keserim.
Bakınız dün gecenin iki tane ismi var.
Bir tanesi Cenk… Şenol ona zaten gerekli süreyi veriyor, şansı tanıyor ve çok da güveniyor.
Cenk de ona zaten gerekli cevabı veriyor.
Sahadaki mücadelesiyle, sahadaki profesyonelliğiyle, sahadaki adamlığıyla Cenk Tosun Türkiye'de örnek bir futbolcudur.
Diğeri Tolgay… Şenol Güneş ona gerekli şansı tanımadı. Oğuzhan'ı daha fazla kullandı, onu fazla kullanmadı. Dün akşam Tolgay'dan yana kullandı kararını, yanlış da yapmadı.
İkisine de "Aynı tarz oynayan futbolcu" diyebilirsiniz belki ama bence aynı tip değiller.
Hangi tarz olduklarını, içerideki ve dışarıdaki maçlarda teknik direktör Şenol Güneş mutlak bundan sonra daha iyi değerlendirecektir.
İŞ HOCAYA DÜŞÜYOR
DÜN gece Beşiktaş, rakibe hiçbir şekilde boş alan bırakmadı. Neden? Çünkü bütün takım top rakibe geçtiğinde hep beraber defans anlayışına girdiler. Hem alanları kapattılar, hem rakipleri… Türkiye Ligi'nde bunu yapmıyorlar. O da onların sorunu. Çünkü Türkiye Ligi'nde şampiyon olamazsan Şampiyonlar Ligi'ne gidemezsin. Bu kadar basit.
O zaman da iş hiç kimseye değil teknik direktöre düşüyor. Oyundan atılmayacak, sahada kalacak, takımına hakim olacak.
Hem sahada, hem soyunma odasında!