İşte bizim eserimiz
- Erman Toroğlu Yazıları
- 10 Mart 2017, 02:05:58
Takımlarımızı -mili takım dahil- bu duruma getiren bizleriz. Biz kimiz? Basın… Peki basın ne yapıyor? Kamuoyu yaratıyor.
Nasıl oluyor bu iş?
Kuralar çekiliyor. Çekilen kuralar da palamut gibi takımlar var.
Mesela Almanya geliyor, mesela İngiltere geliyor, mesela İspanya veya onların kulüp takımları geliyor.
Kura çekiminin ertesi günü gazeteleri alıyorsun eline bir bakıyorsun şunlar yazıyor; "Çok zor takımlarla eşleştik", "İşimiz çok zor" v.s.
Bu yorumlar doğru yorumlar.
Sonra maçlar yaklaştıkça başlıyoruz yazmaya; "Ne var yani kardeşim onlar İngiliz ise, onlar Alman ise biz de Türk'üz. Onlar Olympiakos ise biz de Beşiktaş'ız. Nicelerini devirdik, bunları da yıkarız!" Maçtan bir gün evvel ve maç günü ise yorumlar şöyle; "Biz iyi takımız, biz bunları parçalarız!" Aynen tribündeki bazı futbol cahili taraftarlar gibi; Vur kır parçala bu maçı kazan!
Beşiktaş takımı sahaya çıkıyor...
Hava sanki Beşiktaş rakibini farklı yenecek gibi….Yani 2-0'a falan da razı değiliz! 4, 5, 6 istiyoruz!
Mübalağası bir yana, işte Beşiktaş'ın ilk yarıdaki durumu bu yüzden böyleydi.
Bir de üstüne Yunanlılar golü atınca kıç üstü oturuyoruz.
Tabi kıç üstüne oturunca bakıyoruz ki yağmur yağmış yerler ıslak. Bu bizi biraz kendimize getiriyor!
İkinci yarı başlıyor… Beşiktaş bakıyor, "Ulan bu iş böyle olmayacak. Biz biraz futbol oynayalım" diyor. Nitekim işi biraz ciddi tutunca gol de geliyor.
Yalnız Aboubakar'a ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Çok kolay gibi görünen o golün vuruşunu 'Benim' diyen golcü yapamaz.
Böyle pozisyonlar zaten nadir gelir. Aboubakar da o zoru, kabiliyetiyle gole çevirdi. 2 olur muydu? Olurdu… Siyah-beyazlılar, deplasmandaki maçta attığı bir golle büyük bir avantaj yakaladı.
Pire'den 2-0'lık mağlubiyetle ayrılmış gibi İstanbul'da mücadele ederlerse başarı da tur da.
Ama söyleyelim; "Nasıl olsa ilk maç 1-1 bitti. Avantaj bizde" derlerse Beşiktaş'ın başı çok ama çok ağrır.
POMPACILARA DİKKAT!
Bakınız! Beşiktaş son 5-6 haftadır bıçak sırtı oynuyor. Ligde de, dün akşam gördüğümüz Avrupa kupası maçında da… Eğer bu kafada devam ederlerse yarın oynayacakları lig maçlarında da saçma sapan sonuçlar alarak, rakiplerini yanlarına çekerler.
Çünkü "Artık Beşiktaş şampiyon oldu" diyen pompacılar çıktı piyasaya… Öyle pompalıyorlar ki Beşiktaş seyircisi de, tabi futbolcusu da "Tamam artık" demeye başladı.
Çünkü sahadaki görüntüleri öyle.
Onlar istedikleri kadar "Biz işi sıkı tutuyoruz" desinler. İşin özü bu!
HANİ HAKEM DÜŞMANDI?
Olympiakos maçının hakemleri açıklandığında bizim muazzam basınımız yazmaya başladı;
Sayfa sayfa hakem konuşuldu, yazıldı çizildi.
"Beşiktaş'a düşmanlık yapacak.
Kendi liginde çok büyük hatalar yapıyor.
Aman dikkat" denildi.
Peki ne oldu? Hakem Beşiktaş'a düşmanlık yapmadığı gibi, bazı pozisyonlarda kıyakçılık yaptı.
Ama dedim ya; bizim basınımız muazzam. Pompacılar, goygoycular oturmuş köşelerine yazıyorlar, çiziyorlar. Siz böyle yazmaya devam edin.
Yazın, yazın ki milleti havaya sokup başarısızlığı getirin.
Nasıl oluyor bu iş?
Kuralar çekiliyor. Çekilen kuralar da palamut gibi takımlar var.
Mesela Almanya geliyor, mesela İngiltere geliyor, mesela İspanya veya onların kulüp takımları geliyor.
Kura çekiminin ertesi günü gazeteleri alıyorsun eline bir bakıyorsun şunlar yazıyor; "Çok zor takımlarla eşleştik", "İşimiz çok zor" v.s.
Bu yorumlar doğru yorumlar.
Sonra maçlar yaklaştıkça başlıyoruz yazmaya; "Ne var yani kardeşim onlar İngiliz ise, onlar Alman ise biz de Türk'üz. Onlar Olympiakos ise biz de Beşiktaş'ız. Nicelerini devirdik, bunları da yıkarız!" Maçtan bir gün evvel ve maç günü ise yorumlar şöyle; "Biz iyi takımız, biz bunları parçalarız!" Aynen tribündeki bazı futbol cahili taraftarlar gibi; Vur kır parçala bu maçı kazan!
Beşiktaş takımı sahaya çıkıyor...
Hava sanki Beşiktaş rakibini farklı yenecek gibi….Yani 2-0'a falan da razı değiliz! 4, 5, 6 istiyoruz!
Mübalağası bir yana, işte Beşiktaş'ın ilk yarıdaki durumu bu yüzden böyleydi.
Bir de üstüne Yunanlılar golü atınca kıç üstü oturuyoruz.
Tabi kıç üstüne oturunca bakıyoruz ki yağmur yağmış yerler ıslak. Bu bizi biraz kendimize getiriyor!
İkinci yarı başlıyor… Beşiktaş bakıyor, "Ulan bu iş böyle olmayacak. Biz biraz futbol oynayalım" diyor. Nitekim işi biraz ciddi tutunca gol de geliyor.
Yalnız Aboubakar'a ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Çok kolay gibi görünen o golün vuruşunu 'Benim' diyen golcü yapamaz.
Böyle pozisyonlar zaten nadir gelir. Aboubakar da o zoru, kabiliyetiyle gole çevirdi. 2 olur muydu? Olurdu… Siyah-beyazlılar, deplasmandaki maçta attığı bir golle büyük bir avantaj yakaladı.
Pire'den 2-0'lık mağlubiyetle ayrılmış gibi İstanbul'da mücadele ederlerse başarı da tur da.
Ama söyleyelim; "Nasıl olsa ilk maç 1-1 bitti. Avantaj bizde" derlerse Beşiktaş'ın başı çok ama çok ağrır.
POMPACILARA DİKKAT!
Bakınız! Beşiktaş son 5-6 haftadır bıçak sırtı oynuyor. Ligde de, dün akşam gördüğümüz Avrupa kupası maçında da… Eğer bu kafada devam ederlerse yarın oynayacakları lig maçlarında da saçma sapan sonuçlar alarak, rakiplerini yanlarına çekerler.
Çünkü "Artık Beşiktaş şampiyon oldu" diyen pompacılar çıktı piyasaya… Öyle pompalıyorlar ki Beşiktaş seyircisi de, tabi futbolcusu da "Tamam artık" demeye başladı.
Çünkü sahadaki görüntüleri öyle.
Onlar istedikleri kadar "Biz işi sıkı tutuyoruz" desinler. İşin özü bu!
HANİ HAKEM DÜŞMANDI?
Olympiakos maçının hakemleri açıklandığında bizim muazzam basınımız yazmaya başladı;
Sayfa sayfa hakem konuşuldu, yazıldı çizildi.
"Beşiktaş'a düşmanlık yapacak.
Kendi liginde çok büyük hatalar yapıyor.
Aman dikkat" denildi.
Peki ne oldu? Hakem Beşiktaş'a düşmanlık yapmadığı gibi, bazı pozisyonlarda kıyakçılık yaptı.
Ama dedim ya; bizim basınımız muazzam. Pompacılar, goygoycular oturmuş köşelerine yazıyorlar, çiziyorlar. Siz böyle yazmaya devam edin.
Yazın, yazın ki milleti havaya sokup başarısızlığı getirin.