Advocaat’ın adaleti
- Erman Toroğlu Yazıları
- 09 Aralık 2016, 01:37:38
Münasebetlerini tam bilmiyorum ama hem basketbol takımının hocası Obradovic, hem de futbol takımı teknik direktörü Advocaat ile aralarında bir çizgi var gibi gözüküyor. Yaşlarını, yapılarını televizyondan gördüğüm kadarıyla sporcu kişiliklerini görünce Aziz Yıldırım'ın bunlarla münasebetinin daha farklı olduğunu düşünüyorum. Onların işine burnunu sokamıyor herhalde. Belki de saygı duyuyor, belki de yaşlarına hürmet ediyor. Ne derseniz deyin bu benim karşıdan gördüğüm durum!
Feyenoord karşısında Fenerbahçe, nasıl oynamak lazımsa öyle oynadı. Her şey 'cuk' oturdu. Rakip büyük bir hata yaptı, Fenerbahçe de golü zamanında buldu. Çok tehlikeli ve ters bir zamanda kalesine atılan şut direkten döndü. Şans da Fenerbahçe'nin yanındaydı.
Ama şunu unutmayın; Futbolda şans, genelde güçlüye göz kırpar.
Peki Advocaat geldikten sonra Fenerbahçe'de ne değişti? Geçen seneki kadroda daha da etkili isimler vardı. Ama şu gözüküyor; Advocaat gördüğüm kadarıyla haksızlık yapmıyor. Adaleti doğru dağıtıyor, çalışana hakkını veriyor.
Bu konudaki en çarpıcı isim Alper Potuk.
Geçen yıl tartışılıyordu. Hatta "Alper gidebilir" diyenler de vardı ama Advocaat'tan sonra Alper'e müthiş bir özgüven geldi.
Oynatıldığı yer ve Alper'in yaptıkları müthiş.
Helâl olsun aynen devam. Çünkü iyi bir Alper milli takım için de büyük kazanç.
Advocaat'ın en sevdiğim yanlarından birisi şov yapanı, sahada ukalalık yapanı kenara alıyor.
Mesela Volkan Şen… Tribüne oynuyordu, hakeme hareketleri, rakibe münasebetleri, yaptığı gereksiz hareketler, alakasız çalımlar, topu ezmeler, saçma sapan yerlerden şut atmalar… Alper nereye gelirken, Volkan nerelere indi?
Haliyle de Alper oynuyor, Volkan yedek. Doğrusu bu. Volkan da kendine gelirse, doğruyu bulursa Advocaat herhalde ona da şans verecektir.
Hakem hiç dolduruşa gelmedi. Çok doğru fauller çaldı. Futbolcularla münasebeti yerindeydi.
Fazla 'bıdı bıdı' yapmadı. Bizim hakemlerin bazıları neredeyse sahada oturup, futbolcularla tavla oynayacaklar, konken oynayacaklar.
Zemin güzel, futbol oynamaya müsait. Fenerbahçe yönetiminin öncelikle yapacağı iş transfer değil, sahanın zeminidir.
Fenerbahçe'de işler iyi gidiyor. İnşallah bozulmazlar. Ligin kalite değerini artırırlar.
İçeride ne yaparsak yapalım, yurt dışında başarı gelmezse hikaye! Kendi kendimize pompa yaparak top oynarız. Bakın top oynarız diyorum, futbol oynarız demiyorum, diyemiyorum.
Türkiye'de yaşanan olaylardan sonra bu neticeler bir gece de olsa, iki gün de olsa insanı mutu ediyor. Teşekkürler…
TEBRİKLER OSMANLI'YA
İki gece önceki kabustan sonra dün iki takımımızın aldığı netice kaymaklı ekmek kadayıfı gibi oldu.
F.Bahçe büyük bir camia. Tecrübeliler, bu tip maçları çok oynamış.
Ama Osmanlıspor öyle değil. Öncelikle Osmanlıspor'u can-ı yürekten tebrik ederim. Yöneticisinden başlayarak, malzemecisine kadar. Bu kadar kısa zamanda böyle bir takım yarattıkları için. Yaptıkları iş çok büyük. Öncelikle bu iş idarecilik becerisi ister. Hani Türkiye'de başarılı olsanız dersiniz ki, "Yahu kardeşim hakemler yardım etti, rakipler sempatik baktı". Ama Avrupa'da oynuyorsunuz ve bu aleme yabancısınız.
Hakemiyle, seyircisiyle beraber.
Helâl olsun Osmanlıspor'a aynen devam. Tabii teknik direktörleri için de bir paragraf açmak lazım.
Hocaları Mustafa Reşit Akçay'ı da ayrı bir yere koymak lazım.
ACIMAYACAKSIN!
Dün gecenin göze batanlarından biri kaleci Volkan Demirel'di. Bence hatasız oynadı.
Çıkarttığı kafa topu belki de dönüm noktalarından biriydi. O pozisyonlarda top pis gelir ve kaleci için zordur. Ama şu bir gerçek; sarı-lacivertlilerde herkes birbirine yardım etti. "Şu oyuncu görevini yapmadı" diyemezsiniz. Hatta 60'tan sonra F.Bahçeli oyuncular, hücumda topu biraz daha dikkatli kullanıp 2'yi bulsalar Feyenoord havlu atacak. Oralarda biraz daha dikkatli olmaları gerekirdi. Böyle durumlarda rakibe acımayacaksın, yakaladığın yerde boynunu koparacaksın.