Fener kımıldıyor
Fenerbahçe dün diğer maçlara göre biraz kımıldar gözüktü.
Orta sahada Emre, Kuyt gibi ağır oyuncular, Mehmet Topal gibi defansa yardım eden oyuncular da olunca Fenerbahçe hücuma çıkmakta zorlandı. Alper'in oynamasıyla sarı-lacivertliler bu kez rakibin üzerine daha çabuk gittiler. Alper topla hem rakibi geçiyor, hem dripling yapıyor hem mesafe kat ediyor.
İyi güzel ama bazı yerlerde kafayı kaldırıp rakip defansın dikkatlerini üzerine çekmişken, diğer taraftaki arkadaşlarına pas atsa onları gol pozisyona sokacak. Alper Potuk henüz bunu yapacak durumda değil. Zamana ihtiyacı var. Yani Alper şu an "Hem bisiklete binip hem ciklet çiğneyemiyor." Ancak kesinlikle Fenerbahçe için faydalı bir futbolcu.
Mersin İY. rakibinin üzerine çabuk gidemedi. Sadece bununla kalmayıp defansı da iyi yapamadılar.
Maç bazen o hale geldi ki, iki takımın son adamları arasındaki mesafe 70-80 metreye çıktı. Aslında bu görüntü hücum eden takım için avantajdır.
Ama faydalanamadılar.
Mersin İY. kalecisi Mihaylov iyi şeyler yaptı. Penaltı pozisyonunda hakeme çok itiraz etti ama rakibi pozisyondan penaltı çıkarmak isterken o da rakibine yardım etti.
Rakibin ayağına kontrolsüz girerek onun ayağını, göğsü ile yer arasına sıkıştırdı.
Mersin mi iyi oynamadı, yoksa Fenerbahçe mi iyi mücadele etti?
Bence Fenerbahçe, Mersin'i oynatmadı.
Maçın daha farklı olması gerekirdi. Hakemin tartışılacak çok kara rı var. Ama maalesef Türkiye'de hakem kalitesi bu! Bülent Yıldırım, FIFA klasmanından "Atletik ders"ten geçemediği için çıkarıldı.
Bu "atletik ders"ten geçemeyen hakeme Türkiye'de üst düzey maç veriyorsunuz. Bu demektir ki başka yetişen, bu maçı idare edecek hakemin yok!
İki gündür izlediğim Süper Lig maçlarında şunu görüyorum; kiminde futbolcu elleri açık havaya sıçrıyor, top geliyor eline değiyor. El kararı var, sarı kart yok. Kiminde vücuda yapışık, top gelip eline değiyor.
Hakem atış kararı veriyor, gidiyor gol oluyor. Yani pozisyonlar siyah ile beyaz kadar farklı.
Demek ki bu hakemlere bu işin eğitimi tam verilmemiş!
Buradaki yorumun ana fikri, temeli şudur; ellerini kollarını normalden daha fazla açtığın zaman top vurdu mu bu çarpmaya girmez, topla oynamaya girer!
Bu kadar basit. Ama hakemler bu pozisyonlarda maalesef kafalarına göre karar verip sonuca
tesir ediyorlar.
Hesabını kim verecek?
Bu penaltı atışları bazı takımlarda enteresan şekle bürünüyor.
Penaltının maçtan önce kimin tarafından kullanılacağı bellidir. Penaltı atmak için mavi boncuk dağıtamazsınız.
Peki ya dünkü mücadele berabere bitseydi ne olacaktı? Bu sorunun cevabını kim verecekti? Biz hesabı haliyle teknik direktör İsmail Kartal'a soracaktık. O da futbolcularına soracaktı. Ama bu durumu bu şekle sokmamak gerekir!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.