Euro'larn gücü
Türkiye'de hakemlere eğitim veren Jaap Uilenberg, Habertürk'ten Kartal Yigit'le röportaj yapmış. Hazretleri; ben, Markus Merk ve başka hakem yorumcusu kim varsa herkese sallamış. Olabilir. Uilenberg'in Türkiye'de görevde kalırken ne kadar para aldığı malum. Peki, Uilenberg bu eğitimleri verirken, hakemlerimizin aldıkları eğitimlerle Türkiye'deki maçlarda ne haltlar yedikleri de malum. Uilenberg'in Avrupa'da hakem dağıtımındaki etkinliğinden dolayı Avrupa maçları tayinleri de malum. Uilenberg hazretleri demiş ki: "Merk dahil Türkiye'deki hakem yorumcuları geride kalmış." Ona da peki diyelim. Ey Uilenberg, hangi seminerde özellikle hakem yorumcularını çağırdın ve dedin ki "Ey hakem yorumcuları. Şu gün şu tarihteki hakem seminerinde Süper Lig'de görev yapan hakemlerle birlikte eski veya yenilenen oyun kuralları hakkında uygulamalı dersler yapacağız.
Sırf bir günü buna ayırdık.
Hakemlerle demonstrasyonlar yapacağız, pozisyonları canlı göstereceğiz, hangisi doğru hangisi yanlış uygulamalı olarak göstereceğiz. Sonra salona girip Türkiye ve dünyadan alınan özel görüntülerle bunları yorumlayacağız. Sizler soracaksınız bizler cevaplayacağız.
İstekleriniz varsa bize ileteceksiniz."
Ey Uilenberg, bunların hangisini yaptın da bizleri suçluyorsun.
Sana bu paraları ve imkanları veren TFF. Siz de bulmuşsunuz ortamı, girmişsiniz" euro'ların gölü"ne oradan sallıyorsunuz.
Senden iyi bilirim
"İşte Cüneyt Çakır'ı Dünya Kupası'na gönderdik." Evet.
İnşallah Çakır başarılı olur, canı gönülden isterim. Ama bu kadar imkanlara rağmen Devler Ligi'nde 2-3 hakemimiz görev yapmalıydı değil mi?
Aynı Uilenberg bana da sallamış. Bir pozisyona penaltı demişim, ona göre ise pozisyon griymiş! Sayın Uilenberg, hangi pozisyonun gri, hangisinin kırmızı, hangisinin mavi, hangisinin de sizin hakemlerinizin yaptığı gibi mosmor olduğu müsaade et de senden daha iyi bileyim!
Bakın ne kadar açık yazıyorum; yukarıdaki dediklerimi ne zaman yaptınız? Yaptınız da bizim haberimiz mi olmadı veya neden yapmadınız? Çağırıyorsunuz gazetecileri seminere, sonra numaradan bir tokalaşma, öpüşme, İstiklal Marşı, sonra misafirler ve basın dışarı, oturumlar kapalı.
Uilenberg efendi, hani bizim bazı aptal yanlarımız vardır da o kadar da keriz değiliz.
KiMSENiN AĞZI TORBA DEĞiL Ki!
Bir hafta sonra TFF Başkanı Yıldırım Demirören bir açıklama yaptı, "Evet böyle bir niyetimiz var" diye. Hatta söylentiye göre 3 dakikalık özetlerin bütün televizyonlara verileceği söyleniyordu. Ama bu alım işlemindeki perdenin arkasında neler vardı? Bir kısım bilenler diyorlardı ki, "TMSF'nin Lig TV'deki yüzde 50'den fazla hissesini TFF alacak." Yani kulüpler.
Kulüpler Birliği Başkanı İlhan Cavcav'a "Böyle bir şey var mı" diye sordular ve haberinin olmadığını söyleyip "İlk defa duyuyorum" dedi.
Şimdi Yıldırım Demirören'e şu soruyu yöneltiyorum. Cevap verirse yine bu sütunlarda açıklarım ya da kendisi açıklar.
Bu TMSF hisselerini TFF mi alacaktı, yoksa Demirören grupları mı? Bu hisselerin yüzde 10-15'i de kulüplere sus payı olarak mı verilecekti?
Böyle bir şey varsa şahsen ben de öğrenmek istiyorum, kamuoyu da. Ama yeni gelen bir habere göre de bu işin tamamen yattığı ve rafa kalktığı konuşuluyor. Eğer bu haberi yazmasaydım belki de minareyi hâlâ kılıfına uydurmaya çalışacaklardı. Ama zaman daralınca kılıf bulamadılar.
Yine soruyorum; yukarıdaki yazılanlar doğru mu? Kimsenin ağzı torba değil.
DÜNYA KAÇ BUCAK GÖSTERiRLER
G.SARAY, Chelsea rövanş maçında kişiliksiz bir futbol oynadı.
Sahada futbol kavgası vermedi, mücadele etmedi. Buraya kadar hepsi tamam.
Peki bunun başka sebepleri yok mu? Mesela biz bu futbolculara haddinden fazla değer ve para vermiyor muyuz? Bırakın yurt içini, Mourinho bile gerçekleri suratımıza tokat gibi vuruyor; "Türkiye'de futbolcular değerlerinden fazla kazanıyor.
Oradan futbolcu almam" diyor.
Yerden göğe kadar haklı. Biz basın olarak bazı futbolcuları yerlere göklere sığdıramayıp onlara hak ettiklerinden fazla değer vermiyor muyuz? Gerçekleri konuşmadığımız müddetçe acı ama doğru olanı bulamayız.
Fazla uzağa gitmeyin. Görüntüleri alın, Arda'nın G.Saray'da oynadığı döneme bakın. Bir de son 2 yıldır Atletico Madrid'deki Arda'nın görüntülerini alın ve yan yana koyun. Arda G.Saray'dayken neler yapıyordu, Atletico Madrid'te neler yapıyor!
Burada "Koçum, aslanım. Sen ne yapsan doğrudur" vardı.
Ama oralar öyle değil. Tatilden 3-4 kilo fazla dönersen Atletico Madrid hocası "Beyler görüyorum ki artık fazla idman yapacaksınız.
Öyle değil mi?" diyerek futbolcularının aldıkları kiloları suratlarına vuruyormuş.
Zaten koşar, mücadele edersen oynatıyorlar yoksa kenara alıyorlar. Biz de el bebek gül bebek.
Burada küfür de ederler, her haltı yerler, hakemlere tokat almaya kalkarlar, iterler, kakarlar ama onlar kraldırlar.
Dokunsanıza Devler Ligi'nde bir hakemin formasına.
Dünyanın kaç bucak olduğunu görürler. Neden, çünkü burada malın sahibi yok.
Malın sahibi, Yıldırım Demirören.
Türk futbolunda ne yapmış, yalan beyan vermiş. UEFA da Beşiktaş'ı Avrupa kupalarından kovmuş. Ama aynı adam gelmiş TFF'nin başına oturmuş. Neyse başımız sağ olsun...
ÇARPIK SiSTEM
Bakınız günlerden perşembe!
9 gün sonra belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hem enteresan hem de kritik seçimi yapılacak.
TFF o hafta oynanacak maçları lütfen (!) dün saat 16.00' da açıkladı. Nitekim sürpriz olmayan bir maç trafiği yazmışlar.
Çünkü bu Futbol Federasyonu, Kurban Bayramı'nda da Ramazan Bayramı'nda da maç oynatan bir federasyon. Avrupa futbolcu İsa'nın doğumunda hiç seni tanımadan memleketine gidip ayinini yapıyor.
Sen maç oynatıyorsun.
30 Mart tarihinde yapılacak olan seçimden önce yani cuma cumartesi bu maçların hepsinin bitmesi lazımdı.
İnsanlar rahat rahat gidip oy kullansınlar diye.
Sen cuma, cumartesi maç oynatıyorsun; pazarı es geçiyorsun ve pazartesi gene maç koyuyorsun. Nasıl ulaşacaklar, ne yapacaklar belli değil!
Ama tabii ki bunu yapan TFF değil. Yayıncı kuruluş programı yapıyor, federasyon da altına mühürü basıp kamuoyuna açıklıyor.
Seçimlerin ertesi günü Türkiye'nin geleceği açısından 10 bin tane yorum yapılacak.
Kimse maçların havasına giremeyecek.
Maçlar ikinci planda kalacak.
Ama maalesef Türkiye'de sistem böyle yürüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.