Robotlar
Aykut Kocaman'ın Hasan Ali'yi ön liberoda oynatması herkes tarafından şaşkınlıkla karşılandı.
Lakin elinde o bölgede oynamayı bilen sadece genç Oğuz Kaan bulunuyordu.
Oğuz'un Trabzon gibi bir deplasmanda maçın ağırlığını kaldırabilmesi çok zordu. Hasan Ali bölgesi olmamasına rağmen derbi olgunluğu bulunan bir oyuncu...
O açıdan Kocaman'ın bu tercihini eleştirmiyorum.
Fenerbahçe 11 robot futbolcuyla oynayan bir takıma dönüştü.
Oysa bu kadar ne yapacağı ve tabi "ne yapamayacağı" belli oyuncu grubundan çok fazla şey bekleyemiyorsunuz!
Aykut hoca sadece dediklerini harfiyen yerine getiren, güçlü, koşu mesafesi yüksek oyunculara şans veriyor. Oysa futbolun bir de kreatif tarafı var. Her an maçın skoruna etki edecek, giden maçı çevirebilecek oyunculara da ihtiyaç duyuluyor.
Kocaman'ın muhafazakar tavrı onun teknik direktörlük gelişimini engelliyor aslında. Duran topları dahi "başka" kullanan Valbuena'nın takımın hücum zenginliğine ne kadar etki ettiğini gördük.
Eljif'in kumaşını gördük
Bundan sonra en azından 10 robot 1 de kreatif oyuncuyu (ki bu isim Valbuena'dır) her maç değerlendirmeli.
Fenerbahçe gol atması zor bir takım gibi görünse de, gol yemesi de zor bir takım. Eskiden skor ne olursa olsun bozulmayan, aynı oyunu oynayan takımlar için "Alman disiplini" tabirini kullanırdık.
Şimdi ise "Kocaman disiplini" var Fenerbahçe'de.
İçerde, dışarda nerede oynarsa oynasın, skor ne olursa olsun farketmiyor.
Kimse kolay kolay bozulmuyor.
Maça yanlış oyuncu seçimleriyle, yanlış dizilişle başlayıp, golü yedikten sonra doğruyu bulmanın gerekçesini anlamak zor.
Elindeki kadroyu doğru kullanmak varken... Eljif Elmas ilk lig maçında iyi bir kumaşa sahip olduğunu hepimize gösterdi. Oynatarak gelişimini sağlamak gerekiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.