1 dakikalık delikanlılık!
Hücumsever bir ekolün temsilcisi olan Hollandalı teknik adamın, üst sıraların en çok gol yiyen ekibine karşı, Fenebahçe'yi İtalyan takımı gibi oynatmasının sebebini anlamak zor.
Taktiksel mi, kaybetme korkusu mu? Oysa sezon sonu Fenerbahçe'den ayrılması kesin olan Advocaat'ın korkacak pek birşeyi yok! Buna rağmen Topal ya da Josef'i sürekli iki stoperin ortasında 3. stoper gibi kullandı.
İzlediğimiz kadarıyla beklerin de çok fazla çıkmasını istememiş. Topalazzi, Şenerazzi'yle hem mahkum oynadı, özellikle ilk yarıda hem çok pozisyon verdi hem de neredeyse hiç gol pozisyonuna giremedi Fenerbahçe...
G.Saray'dan çekindin!
Üretme sıkıntısı hep vardı lakin bu kadar da değildi. Ey Advocaat, Galatasaray'ın Başakşehir maçını çıplak gözle izledin. Şimdi sor kendine, takım Başakşehir yaptığı neyi yapmadı dün? Ben cevabını vereyim:
Korkmadı Başakşehir takımı. Ama sen korktun, ahı gitmiş vahı kalmış Galatasaray'dan çekindin!
Peki Tudor farklı mı? O da Galatasaray'ın ileriye tek top taşıyan, rakibi tedirgin eden oyuncusu Bruma'yı 68. Dakikada oyundan çıkardı!
Hey benim Türk Futbolum! Hey Fenerbahçe hey Galatasaray! İsimleri büyük, hocaları küçük! Maçın başından sonuna bekleyerek oynayan sarı lacivertliler 1 dakikalığına delikanlı olunca golü buldu.
Fenerbahçe takımının teknik direktörünün takımı bu kadar korkak oynatamaz. Buna hakkı yok. Üzerine gittiğinde golü bulman neredeyse yüzde 100 olan rakibe karşı bu kadar kapanarak oynamanın gereği yoktu.
Hem de yılların psikolojik üstünlüğü varken... Volkan Demirel harika oynadı. Fenerbahçe dün geceyi galibiyetle kapatabildiyse bunda onun yaptığı kurtarışların çok büyük payı var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.