Kötü aşçı!
Mersin İdman Yurdu'nun ahı gitmiş vahı kalmış! Ekonomik krizle boğuşan takım, ligin kalesine en çok şut atılan takımı durumunda… Hal böyle olunca Fenerbahçe oyunu domine ederek, rakibe neredeyse hiç pozisyon vermeden ilk yarıyı bitirdi. Eğer Diego pas şiddetini iyi ayarlayabilseydi çok daha fazla pozisyona girilebilirdi. Pereira; Mersin gibi zayıf bir rakip karşısına dahi çift ön liberoyla çıktı ama bu kez oyuncuların görevlerinde bazı değişiklikler vardı. Bu kez Josef ve Mehmet Topal ikilisinden biri her daim rakip ceza sahasına yakın oynadı.
Böylece hücuma çıkarken ekstra bir oyuncu kazanan sarı-lacivertliler, hem Mersin ekibinin çıkmasına izin vermedi hem de bol bol gol pozisyonuna girdi.
Demek ki sürekli defansif orta saha oyuncuları diye eleştirdiğimiz Topal ve Souza "sorumluluk verilince" ofansif anlamda da etkili olabiliyormuş!
Özellikle de Mehmet Topal… Yaptığı iki asistin yanında sayısız top kesti, sahanın her yerindeydi.
Şunu atlamayalım; bu maç kesinlikle bir gösterge olamaz. İki takım arasında inanılmaz bir kalite farkı var.
Peki ya restoranın sahibi
Buna rağmen Mersin takımı gözünü karartıp Fenerbahçe kalesine geldiği dakikalarda tehlikeli oldu. Aslında sadece bu bile Fenerbahçe'nin, "üzerine gelen takımlardan gol yediği" gerçeğini herkese hatırlattı.
Tabii kondisyon problemini de… Vitor Pereira geçtiğimiz gün verdiği bir röportajda, "Bazen yemeğin pişme saati gelse de biraz daha baharata ihtiyaç duyarsınız" demişti.
Fenerbahçe'nin baharata ihtiyacı yok sevgili Vitor! En kaliteli malzemeler senin elinde, kulüben bile ligde kafaya oynar. Bu takımın bence iyi bir aşçıya ihtiyacı var, ancak görünen o ki o aşçı sen değilsin.
Ama bakalım restoranın sahibi bunu ne zaman fark edecek!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.