Bireysel kalite

Öncelikle İsmail Kartal'ın herkesi çok şaşırtan kadro tercihinden başlayalım. Malum Egemen sakat, Bekir ve Alves'de kart cezalısı... Elde kalan son stoper Serdar Kesimal'ın da son çare olarak dahi düşünülmemesinin nedenini anlayamadım. Mehmet Topal çok iyi bir orta saha oyuncusu ancak iyi bir stoper değil. Sarı-lacivertli oyuncuların birçoğu geçtiğimiz sezona oranla formsuz...
Bu kadar formsuz oyuncunun arasında skora etki edebilecek Caner'in kesilmesi gereksiz bir riskti.
Gençlerbirliği ekibi oynatmamaya dayalı ve sert bir sistemle oynuyor. Maçın neredeyse tamamını kendi sahasında oynadılar.
Bir kere Fenerbahçe ceza sahasına girdiler o da gol oldu! İsmail Kartal'ın böylesine kapanarak oynayan bir rakip karşısında orta sahada Alper'i tercih etmesi çok doğruydu. Zira Alper dikine oynayan, adam eksilten, topu rakip sahaya kolayca taşıyabilen bir oyuncu...
Nitekim Fenerbahçe'nin her ciddi atağında onu gördük. Alper ile Emenike'nin sürati ve ısrarcılığı sarı-lacivertlilere iki penaltı kazandırdı. Zaten maça bakacak olursak penaltıdan başka da çare yoktu diyebilirim. Bireysel oyuncuların kalitesi maçın sonucunu belirledi.
Kartal'a seri lazım!
Sarı-lacivertlilerin önde oynayan futbolcuları sezona çok kötü başladı. Sistem değişikliğinin de bunda payının olduğunu söyleyebilirim. Bunun içinde zamana ihtiyaç var. İsmail Kartal sürekli tartışılıyor.
Çok duygusal bir yapıya sahip olan Kartal'ın bu baskının altında ezildiğini görüyorum. Arka arkaya alınacak birkaç galibiyet hem hocanın hem de takımın kendine güvenmesini sağlayacak.
Bir sözüm de taraftara. Statta Fenerbahçe'nin gol yemesini bekleyen taraftar grupları var. Yenilen her golden sonra, "Ersun Yanal" tezahüratı yapıyorlar.Böyle taraftarlık olmaz.