Yanal'ın kalbi!

Fenerbahçe artık büyük ölçüde şampiyonluğu garantiledi.
Son haftada şampiyonlukların kaybedildiği Denizlispor ve Trabzonspor maçlarını yaşayan sarı-lacivertli taraftarlar, en azından bu sezon erken bitince rahat bir nefes aldı!
Her sezon transferleri hazırlık kampına dahi yetiştiremeyen, hep geç kalan Fenerbahçe yönetimi, bu sezon elini çabuk tutmalı. Sarı- lacivertlilerin zaten oturmuş bir kadrosu var. Yaptığım görüşmelerden çıkardığım sonuç; 2 ya da 3 oyuncunun transfer edileceği...
Bir forvet, bir tane topu rakip sahaya taşıyabilecek bir kanat oyuncusu ve bir de 10 numara transferi yapılacak. Her mevkinin de 4'er adayı var. Bu oyuncuların en makul olanları transfer edilecek. Yönetimin yapması gereken şey; lig biter bitmez bu transferleri ivedi bir şekilde bitirmek olmalı. Kontenjan sorunu da bir an evvel çözülmeli. Bedavadan para kazanan Krasic, Stoch gibi oyuncularla maliyetlerine bakılmaksızın yollar ayrılmalı.
Kulüp içerisinde konuşulan bir diğer konu ise Yanal'ın sağlık durumu.
Ersun hoca geçtiğimiz hafta kontrolden geçmiş. Doktorlar, "Artık her insan kadar kalp krizi riskin var. İlaçları kesebilirsin" talimatı vermiş. Bundan F.Bahçe yönetiminin de haberi var.
İki haftaya kalmaz "rakamları yükseltilmiş bir sözleşmeyle"
Yanal'la yeniden anlaşma yapılacak.
Ama sözleşme süresi yine 1 yıl olacak. Yanal'ın 1 yıllık sözleşme önerisine 'hayır' diyeceğini sanmıyorum.

Taraftar ne derse o!
Aziz Yıldırım geçtiğimiz gün taraftar grubu temsilcileriyle bir toplantı yaptı. Yıldırım, taraftarların Alex'in jübilesiyle ilgili sordukları soruya, "Kimseye jübile yapmam. Fikret Orman, Rüştü'nün jübilesi için bastırdı, ona da yapmadım. Alex 1 milyon euro getirsin, yapayım. Volkan oğlum gibi, o gelse ona bile yapmam" yanıtı verdi.
Futbol dünyasının artık değiştiğini kabul ediyorum. Ama her camia kendi evladı gibi gördüğü oyunculara, "jübile güzelliğini" yapması gerekir.
Alex Fenerbahçe'ye gelmiş geçmiş en iyi yabancı oyuncudur.
Gönderilişi biraz problemli oldu.
Ama taraftarın gönlünde ne kadar büyük bir yer kapladığını hepimiz biliyoruz. Sarı-lacivertli taraftarlar ellerini cebine atarak onun heykelini yaptırmadı mı?
Eğer Yıldırım, "Getirsin 1 milyon dolar, jübile yapalım" sözünde ciddiyse emin olun bu taraftar parayı toplar!
Futbol aleminin en haklı tarafı her zaman taraftarlardır. Teknik direktör, futbolcu para alır, yönetici reklamını yapar. Başkanlar normal şartlarda halledemeyecekleri işleri, sırf kulüp başkanı oldukları için kolayca çözüverirler! Gazeteler satar, televizyonlar rating yapar.
Yani anlayacağınız herkes bu sektörden alacağını alır.
Lakin taraftar öyle mi? Hep cebinden verir. Maça gider, sıra bekler, son parasını bilete veya kulübün mağazasına verir.
İşte tam da bu yüzden taraftara kulak vermek gerekiyor. Taraftar ona jübile yapmak istiyorsa bu isteğe kulak vermek lazım. Kestirip atmak olmaz!

Özledik Aykut hoca
Geçen gün Aykut Kocaman'la görüştüm. Hal hatır sorduktan sonra konu esas mevzuya geldi.
Hocaya, "Yeni sezonda kulüp çalıştıracak mısın?" diye sordum.
İyice dinlendiğini söyleyen Kocaman, kendisine birçok teklif geldiğini ve bir kulüple anlaşmaya yakın olduğunu söyledi.
Kulüp ismi vermiyor ama yurtdışından olduğu kesin. Kocaman kalitesinde bir teknik adamın hep futbolun içinde olması gerek.
Hem teknik bilgisi hem de adamlığıyla bunu fazlasıyla hak ediyor.
Hoca kulüp ismi söylemedi ama bence gideceği takım Bundesliga ekiplerinden biri olacak.