Kim dost, kim düşman?

Ersun Yanal, Fenerbahçe'nin başına geldiğinde camianın büyük bir bölümü onu istememişti.
Şimdi bakıyorum çatlak sesler yavaş yavaş kesiliyor. Ancak geçen gün duyduklarım Yanal'ın işinin ne denli güç olduğunun bir göstergesi.
İsmi bende saklı bazı futbolcular ve kulüp çalışanları, Ersun hocayı bir türlü kabullenememiş! Tesislerde Yanal'ın başarısız olup, gitmesini isteyenlerin varlığı benim tüylerimi diken diken etti.
Ersun Yanal, Fenerbahçe'nin teknik direktörüdür. Onun başarısızlığı da Fenerbahçe'nin başarısızlığıdır. Birini sevmediğin, kabullenemediğin için, koskoca bir camianın başarısız olmasını isteyenlerin Fenerbahçe'nin ekmeğini yemesini içime sindiremiyorum.
Şimdi bana, "Neden bu isimleri yazmıyorsun?" diye soracaksınız... Hangisinin ismini yazsam inkar edecek, belki de yalanlayacak! Ama Ersun hoca sorarsa ona söylerim. Belki bu isimlerden 'bazılarının' kulüple ilişkisini kesemeyecek!
Ama hiç olmazsa kimin dostu, kimin düşmanı olduğunu bilir.

Büyük tehlike kapıda!
Olimpiyat Stadı'nda yaşananları ibretle izledik. Herkes suçu "birilerine" atıyor, kimse üzerine almıyor. Benim asıl dikkat çekmek istediğim şey Fenerbahçe tribünleriyle ilgili... Elazığ karşılaşmasında tribün grupları birbirine girdi. Daha da büyük olaylar çıkabilirdi.
Neyse ki arka arkaya gelen goller, kavga eden taraftarların dikkatini sahaya vermesini sağladı. Buradan başkana, yöneticilere sesleniyorum. Tribünlerin gazını alın! Gerginlik devam ederse çok yakın bir zamanda Olimpiyat Stadı'nda yaşananların benzeri Kadıköy'de yaşanır.
Tribünlerin 'profesyonel taraftarlardan' temizlenmesi gerekiyor. Bir an önce...