Gidiyoruz Amsterdam'a
Benfica karşısına çıkan Fenerbahçe'nin kazanmak için herşeyi vardı.
Camia inanmış, taraftar muhteşem... Hırs, istek, kuvvet herşey var ama birşeyi yoktu sarı- lacivertlilerin! Şansı...
Avrupa'da namağlup Benfica'yı kendi sahasına hapseden Fenerbahçe üç kez direğe takıldı ama bir saniye olsun maçı bırakmadı. Böylesi baskılı bir oyuna, şans da tıpış tıpış gelecekti elbette! Geldi de...
Aykut Kocaman alışılagelmiş pas taktiğini değiştirip, takımını uzun topla oynatınca rakibi şaşırttı. Böyle önemli maçlarda yapılan keskin kurgu değişiklikleri büyük kumardır aslında.
Maçı kazanırsın dahi, kaybedersen deli derler!
Neden fark olmadı?
Rakibi iyi analiz ederek, "rakibe göre taktik" uygulayan Kocaman'dır zaferin kahramanı...
Bol pas yapmak yerine uzun toplarla orta sahayı çabuk geçen sarı- lacivertliler, Benfica'yı kendi sahasında oynamak zorunda bıraktı.
Rakibin en önemli silahı, hücumda çabuk çoğalmaları...
Ama 90 dakika boyunca tek bir pozisyona giremediler. Bunun sebebi savunmada oynayan oyuncuların çok iyi konsantre olmasıydı.
Alex'ten sonra takımın hala penaltıcısı yok. Topu eline alan penaltıyı atmaya gidiyor. Avrupa arenasında böyle küçük detaylar sonucu etkiler. Bence Fenerbahçe'nin penaltıcısı Webo olmalıdır.
Fenerbahçe bu galibiyetle turun kapısını sonuna kadar araladı.
Gördük ki hiçbir rakip yenilmez değil. Maçı izleyenler, "Neden fark olmadı?" diye üzülüyor! İşte Fenerbahçe'nin geldiği nokta. Artık finalden gayrisi kesmez kimseyi. Haydi Fenerbahçe yolun açık olsun.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.