Milli olmak!
F.Bahçe'ye sportif menajer olarak geldiğinden bu yana prim olayına takıktır Aykuthoca!
Geçen sezon Daum'la yaşadığı prim krizini hatırlayın. Futbolcuların hak ettiği primlerin verilmesine taş koyunca Daumtarafından bir basın toplantısı sırasında medyaya şikayet edilmişti.
O dönem forma giyen birçok oyuncu bana, "Aykut hoca primlerimizi imzalamadığı için para alamıyoruz" diyordu. Kocaman şimdi de milli maçlarda verilen primlerin çokluğundan bahsederek yeni bir tartışma başlattı. "Milli takım baştan aşağı cazibe merkezidir, bunu çeşitli enstrümanlarla farklılaştırmaya gerek yok. Çok yüksek primler veriliyor, buna gerek var mı? Bu konuda biraz daha kontrol ele alınmalı" diyor.
Milli formanın ne kadar kutsal ve önemli olduğunu anlatmaya gerek yok. Ulusal takımlarında oynayan futbolcuların transfer pazarlıklarında elleri güçleniyor, onlara "başka" muamele yapılıyor. Bu oyunculara memleketin her yerinde saygı ve sevgi duyuluyor.
BİRAZ ESKİ KAFALI MI?
Dünya sahnesine çıkarak yaptıkları kariyeri saymıyorum bile... Ama profesyonellik kavramını da gözden kaçırmamak gerek. Yayın gelirleri, forma ve saha içi reklâmları, sponsorlarla beslenen adeta bacasız bir sanayi haline gelen futbolda artık her şey para!
Aykut hoca bu konuda biraz eski kafalı! Formanın kutsallığı, "bacağım kopsa oynarım" durumları çok gerilerde kaldı? Futbolculuk para kazanmak için yapılan bir meslek... Milli olmayanlar evlerinde otururken, olmadan tatil yaparken; milli futbolcular kamplarda ailelerinden uzak ülkeleri için ter döküyor. Hem de sakatlanarak kariyerlerini bitirme pahasına... Kocaman futbolculuk kariyerinde milli formayı sadece 15 kez giymiş. Onun zamanında futbol bu kadar endüstriyel değildi. Eminim 1 kuruş "milli prim" almamıştır! Ancak alnının teriyle ülkesi için sahada savaşan futbolcular primleri analarının ak sütü gibi hak ediyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.