Cesur yürekler
Sezon başından bu yana bir "cesur yürek" tartışmasıdır gidiyor! Sarı-lacivertli taraftarlar Tuncay'ın ayrılmasının ardından takımı için oynayan, arkadaşlarını ateşleyen bir oyuncu olmadığından yakınıyor. Bunu söyleyeceklerine, takımın içindeki "potansiyel cesur yürekleri" yüreklendirseler daha iyi olacak. Saha içinde her yanlış pastan sonra ıslıkladıkları, yuhaladıkları oyunculara sahip çıkmayı öğrenmeliler. Son iki maçtır mükemmel oynayan Selçuk bir cesur yürek adayıdır. G.Saray'a gol atmasının ardından yere göğe sığdıramadığımız Selçuk, F.Bahçe taraftarının sezon başından bu yana en çok yuhaladığı isimlerin başında geliyor. Hangi işi yapıyor olursanız olun; baskı altında, hata yapma korkusuyla başarılı olma şansınız çok düşüktür. Milyonların gözü üzerinizdeyken bu oran daha da düşer.
Değerlere sahip çıkmak
F.Bahçe'ye bakıyorum... Bazı oyuncuların inanılmaz bir kredibilitesi varken, kimi oyuncular hemen eleştirilmeye hazır! Roberto Carlos mesela… Rakiple mücadelesi sırasında topu taca atsa, tribünler onu alkışlar, bağrına basardı. Ancak Selçuk, Deniz, Uğur gibi isimler bunu yaptığında tribünler hemen homurdanır. Bunun sebebini anlamak mümkün değil. Takım içerisindeki değerlere sahip çıkmak, onları ateşlemek taraftarın görevidir. Kendine güveni olan, taraftarın desteğini arkasında hisseden futbolcu daha iyi oynar. İşte Selçuk örneği… Peki Cristian geri döndüğünde Selçuk'un durumu ne olacak? Kulüp yöneticileri zaman zaman yapılan transferin yanlışlığını kapatmak için teknik adamlara baskı yapar. Daum'a da, "Sakat ya da cezalı olmadığı sürece Cristian'ı oynat" baskısı gelebilir. Bu durumda F.Bahçe'nin yedek kulübesi çöker! Daum'un adaletine güven biter.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.