Gazoz; içmek içindir!
- Dr. Gürkan Kubilay Yazıları
- 24 Aralık 2014, 00:57:48
Savaş, Caner ve Uygar'dan oluşan gençlere, tecrübelileri katarak sahaya çıktı Fenerbahçe. Ama ilk yarıda bulduğu pozisyon sayısı nerede ise 'sıfır'dı. Topu öne taşıyamadılar, top kaybını, hem de en basitinden yaptılar, dikine pas atamadılar, orta yapamadılar, gol pası atamadılar. Çabuk olamadılar. Kuvvet ve dayanıklılıkları çok alt düzeyde idi.
Diego, bir şeyler yapmaya çalışan ama ayaklarına hükmedemeyendi. M.Topuz, haftalardır oynamamanın etkilerini yaşıyordu.
Serdar; ''bana güvenmeyin'' ağırlığındaydı.
Selçuk; "en azından müdahale eden adam'' olsa da, hücumda etkisizdi.
F.Bahçe'nin verilmeyen penaltısı dışında pozisyonu bile yoktu. Emenike' nin ne kafası, ne vücudu oyundaydı.
Diego'dan gol yediler!
Tabi bunda , İsmail Kartal'ın "Kupada gidebileceğimiz yere kadar gideriz!!!" mantığının oyunculara yansıması da etkiliydi. 2. yarı başında Taha'nın golü, ağır oynamanın faturası oldu.
F.Bahçe'nin as kadosu ile kupa kadrosu, yavaş oynama, temposuzluk, yavaşlık, geriye ve yana pasa pas kullanma konusunda birbirine çok benziyordu.
F.Bahçe'den çok daha organize ve bilinçli oynanayan Altınordu, biraz geriye yaslandığında Diego'dan yedi golü.
Burada, maçın en iyi Fener'lisi ve artık forma isteyeni Hasan Ali kadar, gençlerin en iyisi Uygar'ın da rolü vardı.
Sonuçta Fenerbahçe, geçen yıl başkanı, bu yıl da teknik adamı tarafından "gazozuna" ilan edilen kupada "bari oynamayanları hazır tutayım" fırsatını da harcıyordu.
Ancak, İsmail hocanın, geçen seneki temposuna, hızına, fırsatçılığına, kuvvetine, dayanıklılığına, çabukluğuna, duran toptan gol becerisine, bir arada oynama gücüne ulaşamamış as kadrosuna, arkada bekleyenlerden de Hasan Ali dışında bir destek gelemediğini görmesi gerek.
Seyirci mutsuz ise, gıcıklığından değil, umduğunu bulamamasından mutsuzdur hocam.