Tomografi

2-3 maçtır kaybolan '' iştah'' ve ''direnç'' daha maçın başında F.Bahçe'li oyuncuların oyun anlayışlarına çivilenmişti.
Takım, ön alanda ''doğrudan pres'' ve ''doğru zamanda araya girme' ile çok sayıda top kazanıyordu.
Yine ilk defa , özellikle ilk 25 dakika içinde ''öne oynadığı pas sayısı'', ''geriye ve yana" onadığı pas sayısından daha fazla oluyordu.
Gökhan, uzunca bir aradan sonra etkili bindiriyor, o bindirince, Kuyt ''gol atabileceği alanlara ''daha fazla giriyordu. Emre ve Meireles'in canlı oyunu, maçın en iyisi Topal'ı hücum bölgesine cesaretle gönderebiliyordu. Sow, daha toparlanmış, Emenike kanatta oynamaya küsmekten vazgeçmiş görüntüde olunca ve çok sık alan değiştirince pozisyonlar da geliyordu.
Tüm bu olumlu yanların içindeki olumsuzluklar ise, dağınık ve savruk yapılan bir savunma ile doğru pozisyon almadaki aksaklıklardı.
3 yıl önce ''Avrupa'nın duran toptan en çok gol atanı''olmuş ama bu sene bunu unutmuş,hatta bu sezon attığı 80 kornerde sadece 1 gol bulmuş F.Bahçe,birincisi bana göre ofsayttan 2 duran top golüne, Emenike-Kuyt ve Sow'un 3'ünün birden ayağının değdiği golle ilk yarıyı,bu sezon ilk kez önde kapadı. İlk yarıda şutlar dışında pozisyon vermeyen F.Bahçe'de Caner'in yedirdiği golde ise Volkan çıkmasa n'olurdu? Sorusu akıllarda kaldı.
2. yarıya Hakan-Batuhan değişikliği ile başladı Sivas. Fenerbahçe oyunu yavaşlattı, alanına çekildi. 60'a kadar da idare etti. Düşük tempo seyirciyi uyuttu. Ancak, gecenin Topal'dan sonra en çok çalışan adamı Kuyt, Sow'un golünü hazırlayan adam oldu.
Daha sonraki değişiklikler,''oyuncum oynasın''mantığı ile yapıldı, çünkü maç orada tamamen bitti.
Maçın tomografisi:
1) Fenerbahçe'li oyuncu ve teknik adamlar, iştahlarını neden hep bu düzeyde tutmadıklarını sorgulamalı.
2) Sivasspor'un da bu oyunlarına katkıda bulunduğunu unutmamalı.
3) Caner Erkin'deki form düşüklüğünü ve kaleci Volkan Demirel'in zaman zaman oyundan koptuğunu da görmeliler.