Toparlanır mı?

2003-04 yıllarıydı, Ersun Yanal genç ve gelecek vaat eden bir teknik adamdı. Teknik açıdan çok uyan bir kafa yapımız vardı. Avrupa maçlarında, sadece zevk için, hoca ile beraber çalıştık, rakip analizleri yaptık. Blackburn, Sporting, Parma gibi takımları eledik.
Elinde sadece 14 kullanabileceği oyuncu ile başardı tüm ekip bunları. Ama pirana gibi, sahanın her yerinde rakibe basan, kısa, çabuk, hızlı oyunculardan oluşan bir takımdı ve gerek Yanal'ın, gerekse kafamdaki oyuncu tipi idi bu kadro ve gençti.
Dün, temposuz, hırsı olmayan, yavaş ve yaşlı Fener'i izlerken bunlar geçti beynimden.
Hocanın daha bu takıma hiçbir imza kırıntısı atmadığını görürken...
Kafası da rahat değildi, vücut dili de Yanal'ın. Bu takımı o kurmamıştı tamam ama en azından yönetmesi gerekmez miydi?
Geçen yıl çok maç oynamış diye sezon başı yükleme yapmamıştı takıma ama bu da onun karakterine ters değil miydi? Isıran, basan takım karakterine.
Kimliğine dönerse...
Cristian neden ısrarla ilk 11'de? Sowneden bu kadar hırs yoksunu? Emenike neden bu kadar güçsüz? Gerçek anlamda kanat oyuncusu olmayan takımda, santrforları kanat adamı gibi kullanıp, bir de kaleden uzak tutmanın anlamı ne?Takım hızlı oynama konusunda hiç mi çalışmıyor? Bu kadar yaşlı bir takıma daha ne kadar tahammül edilecek?
Bu gibi çok sorusu var takımın.
Maç mı? Öne doğru oynayabilen 10, doğrudan adam eksiltebilen 5, çabukluk anlamında, üst düzeyde 7 oyuncusu olan bir Arsenal'in, bunların hiçbirine sahip olmayan, ruhsal açıdan kötü durumda, motive edilemeyen F.Bahçe'ye şans vermesi düşünülemezdi. Ersun Yanal'ın maç öncesi söyledikleri de fantezi idi benim için...
Bu F.Bahçe düzelir mi? Bugünkü haliyle eskiden tanıdığım adamdan çok uzakta olan Ersun Yanal gerçek kimliğine dönerse evet. Döner mi? Dönerse iyi olur, yoksa kredisi fazla yok.