F.Bahçe'ye saygı
- Dr. Gürkan Kubilay Yazıları
- 18 Mart 2013, 00:32:38, Güncelleme: 18 Mart 2013, 15:45:26
Adaleler yorgundu. İlk 10 dakika Antalya'da 'dur bir bakayım rakibime' diyince düşük tempo oluverdi.
Salih'in, Emre ve Raul'un yanında varlığı takımı öne hızlı taşımaya yönelikti.
Nitekim inandığım bir adam Salih, rüzgarın da yardımı ile şutunda tabelaya 3 günde 2. katkısını yapıyordu.
Ama arkasından Emre'nin sakatlığı ve Selçuk tercihi takıma 'hücuma gitme' konusunda fren yaptırıyordu.
Üstelik hızlı kanat adamları ile F.Bahçe savunma arkasına Tita ile kaçan Antalya'ydı. Ama gol F.Bahçe için alışılmadıktı.
Takım ligin 2. yarısında ilk kez 'ceza alanı dışından şut ile' gol yiyordu.
İlk yarıyı böyle bitirelim amacındaydı F.Bahçe ama G.Saray ve Trabzon'un ligin ikinci yarısında hiç atamadığı korner golünü 3. kez atınca içeri rahat gidiyordu.
60 maçı geçecek
F.Bahçe'de Sow, Kuyt ve 65 sonrası Salih yorgundu, Caner formsuzdu ama ilk yarının sıkıntılı adamı Volkan ikinci yarıda ayakta kalıyordu.
Takımın en büyük zaafı olan hızlı hücuma pozisyon verme derdi hortluyor ama F.Bahçe bu arada bile iki gol kaçırıyordu.
Kocaman buna karşın Topuz-
Caner değişikliği ile direnci arttırıyordu.
Baroni'nin girmesi normaldi.
Takımın direnci arttıracak, hem de öne gidecek adama ihtiyacı vardı. Son dakikada bile golü kaçıran Sow bu kadar tempoda bile takımının ayakta kalabildiğini gösteriyordu.
Bu sezon 60 maçı geçmesi kesinleşen bir F.Bahçe var.
Bu Türkiye'de daha önce görülmemiş bir rakam. Bu rakama rağmen burada olan takıma da,
hocasına da tebrikler.