Ter'imi alır mısın?
Aykut Kocaman bu sene tüm takıma çok inanıyor.
Bu nedenle defans 4'lüsünü ilk kez bir arada oynattı. Stoch ve Özer'e sol kanat ve hücum arkasını değişerek kullanma izni verdi. Omurga sağlamdı nasılsa. Selçuk ve Cristian orada oturmuştu.
Orhan kanattan bindirirken, Dia'nın ne yapacağını bilemediği için rahat olamıyordu.
Caner ise önünde savunma yapmayı '' lisede fizik sınavına girmek kadar seven'' iki oyuncu olunca pek öne çıkmadı. Ama Fener genel anlamda rahattı.
Avrupa'nın ''uzaktan şutla en çok gol atan takımı'' şut atmasa da, fırsat kolladı. Sonunda da, Süper Final'deki en büyük transferi, son iki haftanın hem antrenman hem de maçlardaki çalışkan adamı Semih ile golü buldu. ''Semih'i hafta boyu Alex mi çalıştırdı?'' dedirten bir frikik Fener'i rahatlattı. Çok koşmak dışında yaratıcı olmayan Karabük'ü sıkıntıya soktu.
Bu işe Bursa sevindi
2. yarının başında ''Chelsea'leşmek'' F.Bahçe'ye Yıldız'ın girdiği pozisyonu verdirince, takım oyunda hemen öne çıkmaya başladı. Karabük kötü idi, organize değildi. Gökhan'ın yokluğunda Orhan giderek ona iyi bir alternatif olacağını gösteriyordu. Dia en kötüydü ama benim halı saha beleşçiliğimle attığım gollerden birini, uyanıklığı ile atıyordu.
Sonrası angarya idi iki takım için de. Fener iyice rahatladı, Karabük 'bitse de gitsek' demeye başladı. Fener, Mert'e güveneceğini hissetti. Bursa sevindi. Çünkü, Avrupa Kupasını bu skorla garantiliyordu.
Tahmin mi? Aylardır yazıyorum..
Galatasaray ligi, dünkü maçta Karabük'e ''ter'imi alır mısın? '' diyen Fenerbahçe de kupayı… Hayırlı olsun…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.