Fenerbahçe enfarktüsü

Zaragoza, Wolwerhamptom, Hertha Berlin, Caen, Sochaux, son 8 maçlarında 0 galibiyetli takımlar. Bunlara en yakın aday durumundaki Mersin'in, Nobre'si de yoktu. Alan savunması yapamıyor, ilk toplara basamıyordu. Fenerbahçe ise istekli ve sahanın her yerinde basan takım olarak başlayınca, "sanki biraz ofsayttan'' golü buldu. Bu tür maçlarda en önemli nokta, rakip gömüldüğü için dönen topları toplamaktır. İki golde de Fenerbahçeli oyuncular, dönen topları kullanarak gol attı. Ama Stoch'unki bir başka idi. Eminim Cimbomlusu da, Kartallısı da beğendi. Daha 3 gün önce, yaşadığı ve haklı olan duygusal iniş, çıkışlar nedeni ile sahada olmayan oyuncular, bu kez ilk yarı tüm istek ve yürekleri ile dönmüşlerdi sahaya. Ama İkinci yarıda o takım gitti, arkaya gereksiz yere yaslanan bir takım geldi. Mersin bastırdı, pozisyon bulamadı ama bir yan topa, Volkan çıkmayınca cezayı kesti.
Takım strese girdi
Bu dakikadan sonra stres başladı, Alex sürekli yanlış tercih yaptı, Özer boşa koştu, Bienvenu önde top tutamadı, sürekli düştü, Stoch ile oynamayı kimse düşünmeyince takım strese girdi. Aykut hocanın sakatlıklardan olsa gerek geç müdahalesi de takımı zorladı. Semih girdi ama güçsüzdü. Mersin, rakibin çekildiğini görünce Zurita-Beto değişikliği ile orta alanı bile boşaltmayı göze aldı ama burada yapılacak bir Özgür sol beke, Caner sağ kanada ve Özer dışarı hamlesi ile takım canlanabilirdi. Hoca, Sezer'i tercih etti. Sonuçta, çok kolay alınabilecek maçı, geriye yaslanma hastalığı yüzünden zora soktu Fenerbahçe. Kazandı ama enfarktüs geçirtip, her rakibin Mersin olmayacak gerçeğini umarım bilerek.