Alexbahçe, Burakzon, Quaresmataş, Terimsaray; ve acı son

Türk futbolunun düştüğü acıklı hal...
Hırvatistan'a yenilmek değil önemli olan...
Mücadele bile edemeyen...
Nerede duracağını bilemeyen...
Gerildikçe de seyircinin tahriklerine de kapılıp yanlış yapan oyuncular...
Pazar sabahı kahvaltısında Milli Takım kadrosu yapan...
Maç seyretmeyen...
Analiz yapmayan...
Paraları çuvalla götüren teknik direktör...
Peki bu işin suçluları sadece onlar mı ?
Hayır elbette...
Bakın Türk takımlarının haline...
Ortada takım mı var?
Alexbahçe , Fener'in asıl adı, Alex olmazsa takım yok...
Burakzon, Trabzon'un asıl adı, o atmazsa takım yok...
Quaresmataş, Kartal'ın asıl adı, o artistlikten vazgeçmezse takım yok...
Terimsaray, G.Saray'ın aslı, her şeye bakmazsa, takım yok...
Bireylerin becerilerine kalmış, tek adamın sırtına yüklenmiş devlerimiz...
Sözüm ona devler elbet...
Takım olmanın ne demek olduğunu, Modriç dışında yıldızı olmayan Hırvatlar öğretti bir kez daha...
Kendini yıldız sanan, dev sanan ama zeka ve saygı boyu 1.30 cm'yi geçmeyen bazılarına bir kez daha...
Bu sene zerre kadar zevk almıyorum Türk futbolundan...
Çok soruyorsunuz ya bana; ''Neden bu sene spor programı yapmıyorsunuz?" diye...
İşte bu kalitesizlikten, bireysellikten, laubalilikten, programsız çalışılmasından yoruldum...
Spor kamuoyuna ''TAKTİK VE SPORCU ANALİZİ YAPMAYI'' öğrettim...
Ama kullanabilene...
Kullanmayan mı?
İşte halleri...
Önce takım olarak...
Sonra da Milli Takım...
Bu kadar kalitesizliğin içinde bendeniz...
Artık yazar mıyım?
Vallahi bilemiyorum...
İnanın bilemiyorum...
Sıkıldım...
Çok hem de...