Tuttuğum takımı açıklıyorum
Ben 20 yıldır bu işin içindeyim... On binlerce sayfa bilgiye ve araştırmaya sahibim... Norveç 2. Ligi'nden maçı bile yerinde izleyecek kadar araştırma meraklısı bir adamım...
Yanımda onlarca insan çalıştı...
Tümünün paralarını cebimden ödedim... Bu sistemin bir kuruşuna bile ihtiyacım yok...
Zevk için ama araştıra araştıra, size bir şeyler verebilmek için spor yazarlığı yapıyorum...
Ne başkanına, ne yöneticisine, ne federasyon başkanına zerre kadar gebeliğim, eyvallahım var...
Ama birileri illa ki beni bir takıma yakıştırıyor... Fener'in bu sene şampiyon olacağını 3 ay önceden yazan tek yazar olunca ve bunu hak ettiğini yazınca, Fenerli oluyorum... ''Fatih hoca bu kez başaracak'' diye TV programımda söylüyorum, bu sefer G.Saraylı oluyorum... Beşiktaş'ın transferlerini övünce Kartal olup, Şenol hocayı Trabzon'un Wenger'i ilan edince ''Laz uşağı'' oluyorum...
Yani ben, doğru işlerin arkasında oldukça, doğrusunu yazdığım takımın taraftarı oluyorum.
Kimlerce mi?
Futbolu, satır araları yerine, ''SATIRLARLA '' oynamak isteyenlerce... "Futbolun, yıllık 16 milyar euro getirisi var'' diye ne yazdığımı anlayıp, ekonomisine bakmak yerine, beleş bilet bulup stada girmeyi EKONOMİ anlayanlarca...
Tam 10 yıldır, takımının ortalama yılda kaçırdığı 200 golü görmeyip, ''kafasını taktığı 3-5 hakem hatasından dolayı'' ŞAMPİYONLUĞUNUN ÇALINDIĞI rüyasını görenlerce...
5 yılda en az 50 yabancı alıp, bunların yüzde 60'ını, hem de bedelsiz çöpe atanlarca...
Peki ben sahiden hangi takımı mı tutuyorum?
İşte tuttuğum takımın özellikleri; Takımı başkan değil, on binlerce kayıtlı üyesi yönetiyor...
Tüm kombine biletleri, sezon öncesi hemen bitiyor...
Seyirci stada eğlenmek için geliyor. Yiyor, içiyor, eğleniyor, küfredeni barındırmıyor...
Stat geliri ile en az 3-4 kaliteli transfer yapabiliyor...
Ürün gelirinden, oynayan oyuncuların ödemelerini rahatça yapabiliyor...
Reklam ve sponsorluk anlaşmalarından 80 milyon euro gelir elde ediyor...
Teknik adamının arkasında ''laf ile değil'', gerçekten duruyor...
Başkan, soyunma odasına sadece tebrik için gidiyor.
Hayatında bir kez bile sigara içmediği halde, sırf yönetici oldum diye ''Puroya başlayan!'' yöneticisi yok...
Yöneticilerine yalakalık olsun diye asıl başkanın olmadığı yerde, ''Başkanım'' diyeni yok...
Oynatacağı taktik oyun düzenini, genç takımlarda bile aynen oynatıyorlar...
Alacakları oyuncuları seçmek üzere, ''seçim kriterlerinin olduğu'' bir bilgisayar programları var... Tarama ekipleri, bu programın özelliklerine göre oyuncuyu, en az 2 yıl izliyor...
Teknik adamı ''yok penaltım verilmedi'', ''yok kırmızı değildi'' diye günlerce ağlamıyor...
Futbolcusu, antrenmandan kaç saat önce, hangi tür besin alacağını biliyor. Özel antrenman planı alıyor ve kas sakatlığı hiç yaşamıyor... Avrupa'da, hatta Orta Doğu'da bile fanatikleri bulunuyor...
Barcelona'nın dünya genelinde bin 800 taraftar grubu var, benimki de bunu sağlamaya çalışıyor. Manchester United'ın, 1.2 milyar pound'luk marka değerine ulaşmaya çalışıyor.
Anladınız mı şimdi benim tuttuğum takımı?
Anlamadınız mı ?
Böyle takım Türkiye'de yok mu? Bulun o zaman...
En azından, en yakınını...
Var mı ?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.