Paşa adamı kandırabilir
Arles, Fransa'nın güneyinde 50.000 nüfuslu küçücük bir şehir. Bu sene Avrupa'nın en az gol atan takımlarından, kesin düşecekler de. Ama bir tesellileri var. Onlardan az atan Wigan, Deportivo ve Udinese vardı, bir de Kasımpaşa.
İlk 5 haftada, ancak 250 dakikada bir gol atabilmiş Kasımpaşa'dan, 25 dakikada 2 gol yenmesinin en büyük mimarı tartışmasız Bilica idi.
Ama, sadece top önlerine geldiğinde bireysel olarak koşan, takım olarak savunma yapmayan10 oyuncunun hiç günahı yok muydu?
İlk yarıda her 2 takım da 50 kilometre üzeri koşmuştu. Bu çok iyi bir rakamdı ama takım olarak birlikte hareket etmeyince anlamı olmuyordu.
Golleri bu kadar kolay atmanın nedeni de, çok kolay geçilebilen Kasımpaşalı oyunculardı. Antalya maçından sonra ilk kez Fener bu kadar yumuşak bir rakip buluyordu.
Dia coştu mu, coşturuldu mu!
Rakip savunmaya baskı yaparak Niang'ın kaptığı topla Emre'nin attığı gol klas olmasının ötesinde "bir ekip çalışması olarak" süperdi.
Ama, skora kanmayıp, aşağıdakileri de sormalı Fener'liler kendilerine; Süper işler yapan Niang'ın, neden bu kadar çok iki rakibin arasına girip, top kaybettiğini sorgulamalı. "Dia'nın yetenekleri mi , yoksa Kasımpaşa'nın ona sonsuz boş alan bırakan yeteneksizliği mi Senegalli'yi coşturdu?" demeliler kendi kendilerine. "Lugano'nun neden eski ısıran adam olmadığını, arkasına kolay adam kaçırdığını, defansın biraz baskı yediğinde bile neden topu oyuna sokamadığını?" da sormalılar.
Kenardan yapılan hemen her ortada, savunmanın nasıl olup da rakibe bu kadar kolay vurdurduğuna da bakmalılar.
Sonuçta , 6 gol güzel ama "Paşa'nın oyunu adamı kandırabilir" kısmına da dikkat ederek bu galibiyeti, daha sonrası için yanlışlarından da ders alarak kutlamalı Fener'liler.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.