Canım yanıyor!
44 yaşındayım ama inanın hayatımda bu kadar kötü bir 'mayıs' ayını daha önce geçirmedim.. Son 10 gün içinde yaşadıklarım, canımı çok fena acıttı doğrusu!. Neden mi?
6 Mayıs Salı günü; bana can veren biricik varlığımı, annemi kaybettim! Nur içinde yat anneciğim, mekanın Cennet olsun..
Onun ayrılığına alışmanın ne kadar zor olduğunu düşünürken, 13 Mayıs Salı günü Soma'dan gelen kara haber, acımı daha da katladı.. Maden ocağı felaketi sonrası 301 vatandaşımızı şehit verdik.. İnanılacak gibi değildi!.
Ben'anne acısının' dayanılmaz olduğunu düşünürken; 301 anne ise 'evlat acısı' yaşadı gözlerimizin önünde.. Bu konuda söyleyeceğim tek bir cümle var: "Acınızı paylaşıyorum, hem de tüm kalbimle!"
Kaçan balık çok büyük
Elbette hayatın gerçeği, yeniden işimizin başına döndük..
34 haftalık maratonun sonuna gelinmişti.. Ezeli rakipler Beşiktaş ileG.Saray, Devler Ligi'ne direkt katılabilmek için amansız yarışın son düzlüğündeydi.
Saatler 19.45'i gösterirken Devler Ligi'nin kapısını aralayan takım Beşiktaş olurken; saat 20.45'te ise ipi göğüsleyen taraf ise G.Saray oldu.
Hugo Almeida dün akşam ligdeki 13. golünü attı ama öyle bir penaltı kaçırdı ki; eğer G.Saray'ın 2-1 kazandığı K. Erciyes maçı berabere bitseydi, siyahbeyazlılar Portekizli yıldızın kaçırdığı penaltı nedeniyle 7.3 milyon euro'luk Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılım payından mahrum olacaktı.
Kaçan balık büyük oldu..
Almeida yatsın-kalksın dua etsin de G.Saray kazandı...
Ama yine Beşiktaş kaybetti!
Bu 'Mayıs' ayını sevmedim ben, hem de hiç sevmedim!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.