Gelen-giden
- Cenk Atılgan Yazıları
- 10 Temmuz 2009, 20:32:10, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 16:28:53
Bilsem 'Denizli' olurdum
Cisse; zaten uzun bir dönem futbola Fransız kalmıştı, gitmesi normal...
Gökhan Zan; cam adamdı, gidişine en çok kulüp doktorları sevindi...
Serdar Kurtuluş; Tigana'nın jokeriydi, Denizli'nin sahte okeyi oldu...
Aydın; üzerindeki 'Karabulut'ları bir türlü atamadı, doğmadan battı...
Zapotocny; valla gitmesini istemeyen daha fazladır. Kontenjan kurbanı oluyor Çek yıldız...
Delgado; yarı yarıya... Halı saha topçusu deniyor ama bu takımın en "teknik" adamı da oydu. Gerçi sezonun ilk yarısında kesin yok, bu yüzden kalmasında da yarar yok...
Bobo; tam bir bilmece... Genç, yenetekli, taraftarın sevgilisi ama "Komşu" ille de gel diyor. Gitse yeri dolmaz, kalsa kafası sahada olmaz...
Batuhan; tutsan elinde patlar, rakibine versen senin canını yakar... Çenesi kadar ayaklarını konuştursaydı eğer, şimdi Türkiye onu konuşuyor olurdu!
Tabata; kime sorsanız "iyi adam" diyor, "süper" ya da "gereksiz" diyeni duymadım...
Hele bir G.Antep'ten vize çıksın, göreceğiz...
Ferrari; ismi güzel, en kötü forma sattırır...
Nihat; o şimdi asker! Dönünce bakarız...
Fink; Ernst'in gölgesinde kalmaz inşallah...
Erhan; en azından soyadı "güven" veriyor...
İsmail; o kadar yüksek bir bedelle alındı ki ağzıyla kuş tutsa bile "Niye iki tane tutmadı" denecek, işi hiç de kolay değil...
Rıdvan; daha 18 yaşında ve "şimşek" gibi bir delikanlı... Peki, gelen-gideni aratır mı? Bilemem... Zaten bunu da bilseydim eğer, Mustafa Denizli (kahin) olurdum!..