Galatasaray niye gergin?
- Bülent Tuncay Yazıları
- 02 Kasım 2011, 01:13:09
Türk futbolu, UEFA'nın denemeler yaptığı özel çalışma alanı sanki.
TFF, "34 haftanın liderine Devler Ligi'ne gitme garantisi vereceğiz, uygun mudur?" diye icazet almak istiyor...
UEFA, "Yok öyle yapmayın, play-off'u 1 ve 2 bitirenleri gönderin Şampiyonlar Ligi'ne" diyor. Hop, statü bir kez daha değişiyor. Son durum: "34 hafta gazozuna oynanıyor."
Ama ortadaki mücadele, yaşanan gerilim, futbol adamlarından yükselen tepki sözleri hiç de öyle rahat bir yarış olmadığını olmadığını gösteriyor.
Ligin henüz 9. haftası olmasına rağmen herkes gergin.
Ya, bu 34 haftanın zirveye güreşenler için gazozuna oynandığına, esas işin play-off'ta biteceğine uyanamadılar.
Ya da 17 Kasım'da, en geç de 9 Aralık'ta açıklanması beklenen iddianamenin gerginliği ile refleks gösteriyorlar.
Fenerbahçeli oyuncuların gerginliğini, taraftarının tepkiselliğini anlamak mümkün ama, henüz 9. hafta yaşanırken, üstelik play-off'a kalmanın tek hedef olduğu 34 haftalık periyotta G.Saraylıların gerginliğini anlamak pek mümkün değil.
Uzun bir kış var
Agresif yapıyı, Fatih Terim'in çalıştırdığı takımların olağan hali olarak açıklamak mümkün.
Ama aynı hırçın bakış ve söylem, Ali Dürüst gibi tecrübeli bir yöneticinin de ağzında. O kadar sert çıkış yaptı ki Dürüst, MHK Başkanı Namoğlu kendi hakemini kamuoyu önünde eleştirmek zorunda kaldı.
Takıma gelince... Her yeni kurulan takımlar gibi bazı sıkıntıları henüz giderebilmiş değil.
Savunma iyi ama kaleci hâlâ güven sınavını geçemedi.
Orta saha Engin ve Ayhan'ın ekstra futboluyla takımı ayakta tutuyor ama Selçuk uyum sürecini uzatmaya, Melo kaytarmaya başladığı sürece sıkıntılı 90 dakikaların sayısı artabilir.
Elmander yalnızları, Baros arkadaşına uzak oynuyor. Takım yeteri kadar koşmuyor ve ileride çoğalamıyor. Gelecekten, playoff sürecinden bakarsak eksiği çok bu kadronun. Ama geçmişten, geçen seneden bakınca, "Aşmış bu ekip"...
Sözün özü, G.Saray iyi yolda ilerliyor ama henüz kendisini otobana atabilmiş değil. Aysal'ın dediği gibi "Bir çiçekle bahar gelmez". Daha G.Saray'ı bekleyen uzun bir kış var!...
TFF, "34 haftanın liderine Devler Ligi'ne gitme garantisi vereceğiz, uygun mudur?" diye icazet almak istiyor...
UEFA, "Yok öyle yapmayın, play-off'u 1 ve 2 bitirenleri gönderin Şampiyonlar Ligi'ne" diyor. Hop, statü bir kez daha değişiyor. Son durum: "34 hafta gazozuna oynanıyor."
Ama ortadaki mücadele, yaşanan gerilim, futbol adamlarından yükselen tepki sözleri hiç de öyle rahat bir yarış olmadığını olmadığını gösteriyor.
Ligin henüz 9. haftası olmasına rağmen herkes gergin.
Ya, bu 34 haftanın zirveye güreşenler için gazozuna oynandığına, esas işin play-off'ta biteceğine uyanamadılar.
Ya da 17 Kasım'da, en geç de 9 Aralık'ta açıklanması beklenen iddianamenin gerginliği ile refleks gösteriyorlar.
Fenerbahçeli oyuncuların gerginliğini, taraftarının tepkiselliğini anlamak mümkün ama, henüz 9. hafta yaşanırken, üstelik play-off'a kalmanın tek hedef olduğu 34 haftalık periyotta G.Saraylıların gerginliğini anlamak pek mümkün değil.
Uzun bir kış var
Agresif yapıyı, Fatih Terim'in çalıştırdığı takımların olağan hali olarak açıklamak mümkün.
Ama aynı hırçın bakış ve söylem, Ali Dürüst gibi tecrübeli bir yöneticinin de ağzında. O kadar sert çıkış yaptı ki Dürüst, MHK Başkanı Namoğlu kendi hakemini kamuoyu önünde eleştirmek zorunda kaldı.
Takıma gelince... Her yeni kurulan takımlar gibi bazı sıkıntıları henüz giderebilmiş değil.
Savunma iyi ama kaleci hâlâ güven sınavını geçemedi.
Orta saha Engin ve Ayhan'ın ekstra futboluyla takımı ayakta tutuyor ama Selçuk uyum sürecini uzatmaya, Melo kaytarmaya başladığı sürece sıkıntılı 90 dakikaların sayısı artabilir.
Elmander yalnızları, Baros arkadaşına uzak oynuyor. Takım yeteri kadar koşmuyor ve ileride çoğalamıyor. Gelecekten, playoff sürecinden bakarsak eksiği çok bu kadronun. Ama geçmişten, geçen seneden bakınca, "Aşmış bu ekip"...
Sözün özü, G.Saray iyi yolda ilerliyor ama henüz kendisini otobana atabilmiş değil. Aysal'ın dediği gibi "Bir çiçekle bahar gelmez". Daha G.Saray'ı bekleyen uzun bir kış var!...