Deplasman önemli
- Bülent Tuncay Yazıları
- 21 Eylül 2011, 01:11:31
Galatasaray bu sezon taraftarını heyecanlandırıyor. 35 bini aşkın seyircinin, Aslantepe'ye gidip-gelmenin meşekkatine karşın tribündeki yerini alması ve coşkusu bunun kanıtı. Peki takım, tribünleri heyecanlandıracak futbol oynuyor mu?
İşte onun yanıtı, "Kesinlikle evet" değil.
Geçen sezona göre artık sahada izlediğimizin adına futbol diyebiliriz ama henüz futbolsevere heyecan verecek düzeyde değil.
Bol pas yapma çabası güzel de sadece topu koşturarak olmaz bu işler, biraz da oyuncunun koşması gerekecek! Samsunspor, savunmanın arkasına sarkabilen, hızlı hücumları ile deplasmanlarda her takımın canını yakabilecek bir takım. Fatih Terim de tedbiri elden bırakmadı, beklerini hücuma çıkarmada bu kez çok cömert davranmadı. Ne de olsa Arena'da alınacak bir yenilgi, travmatik sonuçlar doğurabilirdi.
Savunmadan hücuma yeteri kadar destek gelmemesi, kanatların bu maçta da istenilen düzeyde olmaması Baros'un kalabalık Samsun savunmasının içinde yalnızlaşmasına ve etkisizleşmesine neden oldu. Melo'nun golü, Samsun'un golüne kadar, Galatasaray adına en olumlu hamleydi. Bu arada Melo'nun'Aslantepe'de yaptığı köpek taklidi de komikti.
Herhalde Türk kültüründe aşağılamada kullanılan anlamlar içerdiğini bilmiyordu.
Arena'da 17'de 17...
Galatasaray açısından en önemli artı, 1-1'e rağmen oyun disiplininden kopmamaktı. Ki, son dönemde Galatasaray'ın böyle durumlarda maçı yeniden lehine çevirdiği pek görülmüyordu.
Gerek futbol takımı, gerekse seyirciler açısından oyunun ve skorun dengelendiği ya da aleyhe döndüğü anlarda serinkanlı kalabilmek, 3 puandan daha önemli bir kazanımdı.
Fatih Terim'in yerinde değişiklikleri maçı çevirmeye yetti. Çift forvetli sistemden çok, sonradan oyuna giren Elmander, Sercan ve biraz da Engin'in dinamizmi getirdi galibiyeti.
İlaç gibi bir galibiyetti Galatasaray açısından.
Bir de Selçuk açısından tabii. Her oyuncu değişikliğinde "Ben mi?"diye tabelayı kovalamaktan boyun fıtığı olacaktı.
Penaltı golü sanırım özgüven sorununa çare olmuştur. Galatasaray, bu sezon Arena'da 17'de 17 yapabilir. Mesele deplasmanda ne yapabileceği... Karabük maçı da bu açıdan önemli bir test olacaktır. Mevcut kadro, kontratak futboluna da uygun görünüyor ama bakalım icraat, 3 puana yeterli olacak mı?
İşte onun yanıtı, "Kesinlikle evet" değil.
Geçen sezona göre artık sahada izlediğimizin adına futbol diyebiliriz ama henüz futbolsevere heyecan verecek düzeyde değil.
Bol pas yapma çabası güzel de sadece topu koşturarak olmaz bu işler, biraz da oyuncunun koşması gerekecek! Samsunspor, savunmanın arkasına sarkabilen, hızlı hücumları ile deplasmanlarda her takımın canını yakabilecek bir takım. Fatih Terim de tedbiri elden bırakmadı, beklerini hücuma çıkarmada bu kez çok cömert davranmadı. Ne de olsa Arena'da alınacak bir yenilgi, travmatik sonuçlar doğurabilirdi.
Savunmadan hücuma yeteri kadar destek gelmemesi, kanatların bu maçta da istenilen düzeyde olmaması Baros'un kalabalık Samsun savunmasının içinde yalnızlaşmasına ve etkisizleşmesine neden oldu. Melo'nun golü, Samsun'un golüne kadar, Galatasaray adına en olumlu hamleydi. Bu arada Melo'nun'Aslantepe'de yaptığı köpek taklidi de komikti.
Herhalde Türk kültüründe aşağılamada kullanılan anlamlar içerdiğini bilmiyordu.
Arena'da 17'de 17...
Galatasaray açısından en önemli artı, 1-1'e rağmen oyun disiplininden kopmamaktı. Ki, son dönemde Galatasaray'ın böyle durumlarda maçı yeniden lehine çevirdiği pek görülmüyordu.
Gerek futbol takımı, gerekse seyirciler açısından oyunun ve skorun dengelendiği ya da aleyhe döndüğü anlarda serinkanlı kalabilmek, 3 puandan daha önemli bir kazanımdı.
Fatih Terim'in yerinde değişiklikleri maçı çevirmeye yetti. Çift forvetli sistemden çok, sonradan oyuna giren Elmander, Sercan ve biraz da Engin'in dinamizmi getirdi galibiyeti.
İlaç gibi bir galibiyetti Galatasaray açısından.
Bir de Selçuk açısından tabii. Her oyuncu değişikliğinde "Ben mi?"diye tabelayı kovalamaktan boyun fıtığı olacaktı.
Penaltı golü sanırım özgüven sorununa çare olmuştur. Galatasaray, bu sezon Arena'da 17'de 17 yapabilir. Mesele deplasmanda ne yapabileceği... Karabük maçı da bu açıdan önemli bir test olacaktır. Mevcut kadro, kontratak futboluna da uygun görünüyor ama bakalım icraat, 3 puana yeterli olacak mı?