Vezirin kellesi...
- Bülent Tuncay Yazıları
- 04 Mart 2011, 01:38:52
Galatasaray'ın yeniçerileri "En iyisini biz biliriz" diye saray kapısına dayandılar çünkü. Kelle istiyorlar. Vezir gitmezse padişah gidecek. O halde verin vezirlerin kellesini... İyi de, "Kelle isterüz" düzeni nereye kadar gidecek?
Türk futbolu, orta ve uzun vadeli projeler üretemeyecek mi?
Bu düzeni kader olmaktan çıkaranlar da var aslında. F.Bahçe tarihinin en pahalı kadrolarından biri Şampiyonlar Ligi'ne kalamadı, ardından Avrupa Ligi gruplarına. Aziz Yıldırım her krizde teknik direktörleri Aykut Kocaman'ın arkasında durdu. Takım sonunda "hocanın üstünlüğünü" kabul etti, F.Bahçe çıkışa geçti.
Kaptanlara ayıp ediliyor
Türkiye'nin Avrupa'ya açılan penceresi Galatasaray'a ise kelle-paça dönemi geldi. Başarı ve başarısızlığın sezon sonunda değerlendirildiği o kültür yok artık.
Kamuoyu karar verdi, Hagi gitti gidecek. Oysa futbolu yaşayan biri o. Galatasaray'ı yüreğinde hissediyor. Bu enerji, güçlü bir yardımcı yapıyla "muhtaç olduğu kudreti" Galatasaray'a geri kazandırabilirdi. En azından bu denenebilirdi.
Ama top çizgiyi geçmedi diye, Galatasaray bir efsanesini daha "öldürmek" üzere.
Bu arada kaptanlara de ayıp ediliyor. 1- Ayhan'ın suçu, Neill gibi 5 metrelik bir sınır içinde etliye sütlüye karışmadan oynamamak mı? Suçu sınırlarını zorlaması mı? 2- Arda Turan'a da yapılan büyük haksızlık.
Hakan Şükür, Arda'yı bilinçli olarak oynamamakla, yani takımını satmakla suçluyor. Bu iddia, ispatı gerektirir.
Galatasaray şampiyonluğu kaybedebilir. Bu ne ilk, ne de son yenilgi. Önemli olan özünden ayrılmamaktır. Kültüründen kopmamaktır. Derwall'de olduğu gibi, Fatih Terim'de olduğu gibi uzun vadeli projeleri devreye sokmaktır. Mesele Hagi değildir, mesele sistemdir...