Rijkaard, çantada keklik!
- Bülent Tuncay Yazıları
- 09 Haziran 2010, 00:01:58
Fenerbahçe, Daum'u nasıl gönderip de Aykut Kocaman'ı sahaya indiririmin hesabını yaparken...
Galatasaray, teknik direktör sancıları çekmiyor. Biliyor ki hoca Florida'daki balayı bitince Florya'ya gelecek.
Ama yönetimin bu rahatlığı da rahatsızlık verici. Çünkü Dünya Kupası sonrası dünya futboluna yön veren ülkelerdeki önemli taşlarda yaşanacak oynamalar, Rijkaard'a "kesin dönüş" çağrısı olarak yansıyabilir. Özel hayatlarındaki çalkantılarından ülke sınırlarının biraz ötesine, birazın da ötesinde Avrupa'nın bittiği yere gelerek kurtulmak isteyen (Örnek: Gerets, Skibbe) hocalardan biri olan Rijkaard, şartlar olgunlaşacağı için geri de dönebilir.
Galatasaray yönetiminin madem hocayla devam etme kararı var, o halde Avrupalılar için gözde bir isim olan Rijkaard'ı yalnız bırakması, boş bırakması doğru değil. Düğününe yönetimden bir temsilcinin gitmemesi ise anlaşılır gibi değil. En mutlu gününde, patronları tarafından yalnız bırakıldı Rijkaard. Hollandalı teknik adam bunu "yanlış" yorumlayabilir.
Bizden hatırlatması...
Haa, bir diğer şık da Rijkaard'ın yönetiminden kimseyi düğününe davet etmeme olasılığı. Hollandalı, Türk medyasını Florya'ya almadığı gibi düğününe de sokmamış. Nezaketsiz bir tutum da olsa "Özel hayat" der, geçersin. Ama GS yönetimine davetiye vermemişse, ki öyle olduğunu söylüyorlar, Florya'da gelecek sezonun favori şarkısı şimdiden belli demektir: "Bu sene de bekar gezelim!.."
* * *
BEŞİ BİR YERDE
Futbolcusunu Dünya Kupası'na (Elano-Brezilya, Kewell ve Neill - Avustralya, Keita - Fildişi Sahilleri., Dos Santos-Meksika) göndermesiyle ilgili değil.
Galatasaray transfer sezonu resmen açılmadan 5 genç yetenekle anlaştı bile. Mehmet Batdal, Hakan Şükür'ün gençliği gibi. Süper Lig tecrübesinin olmaması handikap ama yetenekleri, alışma sürecinin çok kısa olacağının işaretlerini veriyor.
Musa da öyle.
Arda, "Ben çalım atmayı Serdar'dan öğrendim" demişti. O Serdar, Arda'nın takım arkadaşı şimdi.
Galatasaray'ın son büyük şansı olduğunu biliyor. Beşiktaş'tan farklı bir noktada olabilir. Çağlar ve Ali Turan ise hedefe yönelik nokta transferler. Ben ikisinin de banko olacağı görüşündeyim.
Yabancı transferinde ise rota yine Ada. Geçen sene sütten ağzı yanan Galatasaray'ın bu sezon yoğurdu üfleyerek yemesi gerekiyor.
Sarı-kırmızılı camia, "Doğru düşünce yanlış uygulama"nın ikinci örneğini kaldıramaz. Yani Haldun Üstünel çok dikkatli olmalı. Çünkü bırakın şampiyonluğu, Şampiyonlar Ligi'nden mahrum geçen bunca yıldan sonra, üç yanlış bir doğruyu değil, bir yanlış tüm doğruları götürüyor.
* * *
NEESKENS VE TUGAY
Neeskens, sezon içinde yapılan röportajda, "Bir günde Barcelona olunmuyor" diyerek alınacak yolun uzunluğunu anlatmıştı. Bu kez de özeleştiride bulunmuş, "Bu herkesin suçu, hem teknik heyetin, hem futbolcuların. Bizim kadar futbolcular da hatalı. En azından lig şampiyonu olabilirdik" demiş. Oysa Rijkaard daha sert bir çıkış yapmış, faturayı futbolculara kesmişti sezon sonunda. Florya'da Rijkaard'ın futbolcularla ve özellikle Türklerle arasında bir kopukluk olduğu ortada. En azından Hollandalı oyuncularına karşı tepkili. Haklı ya da haksız. Mevzu bu değil. Mevzu yeni sezonda başarı nasıl gelir? Başarı için ortak emeğe, sinerjiye ihtiyaç vardır. Neeskens durumu toparlıyor şu anda. Arayı buluyor. Ama ben yine de bir Türk yardımcının, mesela Tugay Kerimoğlu'nun eşofman giymesinin şart olduğuna hâlâ inanıyorum. Sorunların anında giderilmesi için...
* * *
BİR HÜZÜN HİKAYESİ: VEFA
Burcu Göknar'ın "Vefa" kitabı, futbol denizinin kıtalarına değil adalarına yönelen, hoş, hüzünlü, bir o kadar da vefalı bir kitap. Benim gibi serde Vefa'lılık olanları daha da etkiliyor. Bir dönem Barış Tut'un Aykut Kocaman üzerinden anlattığı 'bir sezonluk' İstanbulspor'u vardı. Göknar'ın 'Vefa'sı da, öyle... Ayları hatta yılları kapsayan bir birlikteliğin, bir ortak yaşamın ürünü. Bir zamanların '4 büyükleri' arasında yer alan ve 100. kuruluş yıldönümünü sessiz sedasız kutlayan Vefa'yı, 77 siyah beyaz fotoğrafla anlatıyor Burcu Göknar. İlgilenenler için, kitaptaki fotoğrafların çoğunun yer aldığı sergisi de 15 Haziran'a kadar Fotografevi Allianz Galerisi'nde...
* * *
LAFOLOJİ
Maradona'nın "Kupayı kazanırsak Buenos Aires'te çırılçıplak koşarım" sözünün ardından Genel Menajer Bilardo da "Finalde golü atanla bir gece birlikte olmaya hazırım" demiş...
Anladık, kupayı çok istiyorsunuz da, vaadler biraz abartılı değil mi? Trakyalıların dediği gibi, "Epten aykırı gidersiniz be kızanlar..."
Trabzonspor, dünyanın en golcü 5 isminden biri diye alınan Kolombiyalı Teofilo'yu gönderme kararı almış.
Şükür yarabbim! "Gol makinesi aldık, traş makinesi çıktı" sözünü dolu dolu kullanabileceğimiz bir örneğimiz var artık...
Arda Turan, sevgilisi Sinem'e cip almış...
Ne yani! Tek koşumlu at arabası alacak değil ya?
Emre Belözoğlu, "Benim üzerimden başkana vuruyorlar" demiş...
Tabii, tabii. Sen olmasan Aziz Yıldırım kendine medyada yer bulamazdı!
Lincoln, "G.Saray için kanımı değil hayatımı verdim. Kalli anlayışsız davrandı. Davet gelirse dönerim" demiş...
Adam iyice uçmuş. Rijkaard'ın dönmen için yoluna bir kırmızı halı sermediği kalmıştı, o zaman neredeydin...
Alex, Brezilya basınına, "Fenerbahçe'de bazı oyuncular antrenmanların namaz saatlerine göre düzenlenmesini istediler" demiş...
Duyan da beş vakit antrenman yapıyorlar sanacak!
Antrenörler, pro-lisans kursunda Ersun Yanal'ı istememiş...
Sen üzülme hocam. Milli Takım çiftliğinde gül gibi yaşayıp gidersin yine...
G.Birliği Teknik Direktörü Thomas Doll, bekarlığa veda partisinde fena dağıtmış...
Seneye tribün tezahüratı şimdiden hazır: "Thomas Doll partiye bizi de götür..."