Rijkaard'lı
Galatasaray, bu sezonki 45. resmi maçını (Hazırlık maçları, turnuva maçları ve oynanmadan hükmen kazanılan Ankaraspor maçı hariç) geride bıraktı. Olası
Türkiye Süper Kupası finalini gelecek sezona dahil bir maç olarak kabul edersek 54 maçla da tamamlayacaklar
2009- 2010 futbol sezonunu. Ciddi bir rakam bu. Oyuncuların çoğunun
6 milli maç haftasında görev aldığını ve yapılacak hazırlık maçlarıyla
10 rakamını geçeceğini düşünürsek ki yabancıların çoğunun maratonu
Dünya Kupası nedeniyle devam edecek- 65 resmi maç ortalaması ciddi bir sayı. Bu veriler Galatasaray'ın ve
Galatasaraylı futbolcuların üst düzey takım ve üst düzey oyuncular olduğunu gösteriyor. Futbolu bu kadar
yoğun yaşayan takımlarda doğal olarak
inişçıkışlar da yaşanıyor. İnişteki süreçlerde de yıldız futbolcuların sahne alması, bu tür takımlar için vazgeçilmez oluyor. Sezon başında
Arda'nın, ilk yarının sonlarında Kewell'ın,
Kasımpaşa maçında Giovani Dos Santos'un, Ankaragücü karşılaşmasında da Keita'nın takımı
taşıması gibi. Ancak sorun şu ki;
Galatasaray yıldızlarına fazlasıyla bağımlı bir takım haline dönüştü. Ligdeki dalgalanmalar nedeniyle
buraya kadar da idare etti. Ama bundan sonrası kolay olmayacak. Salt
yıldızlardan medet ummak, 'takım futbolu' oynayamamak, takımın 'diğer oyuncularının' seviyesini yükseltememek
Galatasaray'a, geçen sezon olduğu gibi yine pahalıya patlayabilir.
Rijkaard, üretken olmayan ve ortalama bir takım görüntüsü sergileyen "Diğer Galatasaray'ı" yükseltemezse işi gerçekten zor... Çünkü uyarı
sinyalleri çok net...