Tek teselli Aydın
Galatasaray bu sezondaki en mücadeleci oyununu Ankaragücü'ne karşı çıkardı. Özellikle Lorik Cana'nın doğru oyunuyla maçın başından itibaren orta saha üstünlüğü ele geçirilince her şey daha da kolaylaşmış gibi görünüyordu.
Aynı zamanda 2-1 öne geçerken atılan iki golde de yaratıcı işler yapan Pino'nun üstün becerileri vardı. Ta ki Hagi'nin 75'ten sonra, işleyen çarkı garip değişikliklerle bozmasına kadar... Futbol son derece basit bir oyundur.
Bu oyunda bir takım dahiyane işler yapacağım diye icatlar çıkartırsanız futbol tanrısı da sizinle beraber olmaz.
Hata yapmadan oynayan Çağlar'ı oyundan alıp Hakan Balta'yı sol beke kaydırır, orta sahada son derece iyi işler yapan Cana'yı stopere çekip, bal yapmayan Barış'ı oyuna alırsanız; yani bu kadar hatayı üst üste yaparsanız 8 dakika içinde resmen bağıra bağıra gelen golleri yer ve mağlup olursunuz.
Nasıl motive olacak?
Hakan Balta'nın pozisyon yanlışlarını, rakibini ters taraftan marke etmeye çalışmasını ve Cana'nın stoperdeki verimsizliğini görmemek inanılır gibi değil. Son 20 dakika takım savunmasının çökmesi, kaleye vurulan her topun tehlike haline gelmesi, Zapata'nın hiçbir maçı kurtaramaması Galatasaray taraftarları tarafından artık çok normal kabul edilen mağlubiyetlere bir yenisini ekledi. 80'den sonra hazır olmadığı gözle görülen Arda'nın oyuna girmesi ise bir başka fanteziydi.
3 puanın kaybedildiği maçın tek sevindirici tarafı, uzun bir süredir formsuz olan Aydın'ın kazanılması, çok iyi ve devamlılığı olan bir 90 dakika çıkarmasıdır.
5 gün sonra oynanacak, belki de birçok açıdan Galatasaray'ın kaderini çizecek olan derbiye bu çöküntü içinde bu oyuncuların nasıl hazırlanacağını ve konsantre olacağını son derece merak ediyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.