Nereye kadar sabır!
Kötü oynarken de kazanabilmek gerçekten uzun lig maratonunda matematik olarak çok önemli. İyi oynayarak kaybetmek ise gerçekten dramatik ve moral bozucu... 15 aydır Galatasaray gibi önemli bir markanın teknik direktörlüğünü, kendi seçtiği 4 yardımcı ile beraber üstlenen ve Galatasaray tarihinin en yüksek ücretini alan teknik direktör Frank Rijkaard şu anda ciddi tartışma konusu. Futbolda, beklenmedik sonuçlar, kötü oyun, erken beklentilerin dışında kalma gibi durumlar her takımın başına gelebilir. Bu durumlarda, soğukkanlı durup, sakatlılar, hakem hataları, top çizgiyi geçmiyor gibi ortalama mazeretleri kullanıp, en sonunda da futbolculara fatura keserseniz sonuçlarına da katlanmak zorunda kalırsınız. 'Biz acaba yanlışları nerede yaptık, oyuncu seçimlerinde mi, teknik adam yanlışı mı, takım olamamak mı' acaba diye öz eleştiriye girmezseniz kaçınılmaz derhal belirir.
Yönetimi eleştiriyor
Yılda 3.5 milyon euro ödediğiniz Brezilya Milli Takımı'nın banko oyuncusu bir sezonda 2 gol atıp sürekli 11'de yer alamıyorsa, 4.5 milyon euro bonservis ödenen Lorik Cana 18 kişilik kadroya bile ara sıra giriyorsa, hatanın tamamının oyuncularda olduğunu söyleyebilmek pek olası değil. Eleştiriler, beklenti çıtası çok yüksek olan Galatasaray gibi camialarda normaldir. Bunları da seçilmiş ve atanmışlar olağan karşılamak zorundadırlar. Galatasaray taraftarı, bu sezon Avrupa Ligi'nde maç seyredemeyeceğinden dolayı çok üzgündür. 2006'dan beri Şampiyonlar Ligi maçı oynayamamak herhalde sıkça karşılaşılan bir durum değil. Bunun müsebbibi de eleştiriler değil. Erik Gerets'e, Michael Skibbe'ye, Bülent Korkmaz'a gösterilmeyen sabır, mevcuda gösteriliyor. Mevcut ise her maçtan sonra yönetime medya aracılığı ile mesaj yollayıp, istediği oyuncuların alınmadığını, herhalde mali problem olduğu söylemleriyle camiasını yaralıyor. Sabır sadece mevcuda...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.