Operasyon.
- Bülent Tulun Yazıları
- 20 Mayıs 2010, 23:58:37, Güncelleme: 21 Mayıs 2010, 09:21:13
2006 yılından beri Galatasaray'da OPERASYON yapılıyor. Her sezon başı en az 10 futbolcu gönderiliyor, 10 yeni futbolcu alınıyor. İnanılmaz bir trafiktir gidiyor. Son 5 yılda takımda devamlılığı olan futbolcu sayısı beşi geçmiyor. Hatta ocak ara transferinde bindirilmiş kıtalarla havaalanlarında karşılanan kiralıklar, berbat sonuçlardan sonra terk-i diyar ederken önemli paraları da banka hesaplarına virman ediyorlar. "Bindirilmiş kıtalar" derken sadece belli bir kesimi değil, medyadaki bindirilmiş yazarları da aynı potaya koyuyorum. Ben taraftarı olduğum takımın, doğrularını ve yanlışlarını objektif bir şekilde görebilmek ve eleştirebilmenin çabasındayım.
Üstat, Ayeri'nin sıkça ve açıkça tespit ettiği amigo- yazar kategorisinin trajikomik görüntüsünden çok şükür uzaktayım. Şakşakçılara ise cevap bile vermem.
Gelelim son senelerdeki Galatasaray'ın "SYON" ile biten hüsran dolu faaliyetleri yine "SYON" ile biten bazı deyimlerle değerlendirmeye...
Hayaller ve hüsran
Organizasyon: Bir yetki-sorumluluk kargaşası, yönetim kurulu üyelerinin dahi bir insicam içinde olamaması, kulüp profesyonellerinin seçim çalışmalarında mevcut başkan için propaganda ve teşrifat yapmaları, ilk kez aynı antrenör ile sezonun tamamlanabilmesi...
Transformasyon: Altyapıya getirilen Feldkamp'ın bu görevle uzak yakın ilişkisinin pratikte olmaması. Kan değişimi adına transfer edilen genç oyuncuların, ite kaka başka takımlara yollanması.
Basketbolda ciddi bir transformasyon yaşanırken (!), skandalın sorumlu yöneticisinin olaydan haberi olmaması.
Edükasyon: Sürekli yazılan tezlerle (!) hem gelene hem gidene para ödenerek hızlı bir mali trafik içinde olunması. Rijkaard'ın soru soran basın mensuplarına "Aptal" diye hitap etmesi.
Halüsinasyon: Her yıl 4-5 kupa hayaliyle yola çıkıp, sonunda hüsran, olmayan şeyleri oluyormuş gibi görmenin dayanılmaz hafifliği.
Transplantasyon: Sağ bek Uğur Uçar'dan sol bek, sol bek Hakan Balta'dan stoper, sol açık Caner'den yine sol bek yaratmaya çalışmak.
Dejenerasyon: Küme düşmekten son maçta kurtulan basket takımını ayakta alkışlayarak kutlamak... Ezeli rakibine tüm branşlarda yenilmek... vs... vs...
Üstat, Ayeri'nin sıkça ve açıkça tespit ettiği amigo- yazar kategorisinin trajikomik görüntüsünden çok şükür uzaktayım. Şakşakçılara ise cevap bile vermem.
Gelelim son senelerdeki Galatasaray'ın "SYON" ile biten hüsran dolu faaliyetleri yine "SYON" ile biten bazı deyimlerle değerlendirmeye...
Hayaller ve hüsran
Organizasyon: Bir yetki-sorumluluk kargaşası, yönetim kurulu üyelerinin dahi bir insicam içinde olamaması, kulüp profesyonellerinin seçim çalışmalarında mevcut başkan için propaganda ve teşrifat yapmaları, ilk kez aynı antrenör ile sezonun tamamlanabilmesi...
Transformasyon: Altyapıya getirilen Feldkamp'ın bu görevle uzak yakın ilişkisinin pratikte olmaması. Kan değişimi adına transfer edilen genç oyuncuların, ite kaka başka takımlara yollanması.
Basketbolda ciddi bir transformasyon yaşanırken (!), skandalın sorumlu yöneticisinin olaydan haberi olmaması.
Edükasyon: Sürekli yazılan tezlerle (!) hem gelene hem gidene para ödenerek hızlı bir mali trafik içinde olunması. Rijkaard'ın soru soran basın mensuplarına "Aptal" diye hitap etmesi.
Halüsinasyon: Her yıl 4-5 kupa hayaliyle yola çıkıp, sonunda hüsran, olmayan şeyleri oluyormuş gibi görmenin dayanılmaz hafifliği.
Transplantasyon: Sağ bek Uğur Uçar'dan sol bek, sol bek Hakan Balta'dan stoper, sol açık Caner'den yine sol bek yaratmaya çalışmak.
Dejenerasyon: Küme düşmekten son maçta kurtulan basket takımını ayakta alkışlayarak kutlamak... Ezeli rakibine tüm branşlarda yenilmek... vs... vs...