Sevgi erozyonu
- Bülent Tulun Yazıları
- 23 Nisan 2010, 01:07:44, Güncelleme: 23 Nisan 2010, 01:44:01
Galatasaray bu sezonda da geçen sezon olduğu gibi teorik olarak değil ama pratik olarak şampiyonluğa hatta ikinciliğe de oldukça uzak.
Enteresan biraz da fantastik senaryolara bağlı Şampiyonlar Ligi'ne katılabilmek.
Rahmetli 2'nci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'ye sormuşlar.. "Bu kadar yıl riyasette bulundunuz, hiç hata yaptınız mı" demişler... "Çoook" diye cevap vermiş İnönü "Ama" diye eklemiş... "Hatamı tekrarlamadım... Hep ders çıkardım hatalardan."
2009 Ocak ayında Meira'yı yollayıp, UEFA Kupası'ndan elenmeye neden olan Galatasaray yönetimi daha büyük bir hatayı 2010 Ocak ayında yineleyince yine Avrupa kupalarından, santrfor yokluğundan elendi. Nonda'yı üstüne para vererek yollamak ve yerine kupalarda oynayamayacak alemci Jo'yu almak intihardı.
Faturası da 3 ayrı kulvarda ödendi.
PROBLEMİ YARAT SONRA ÇÖZ
2009 yılında sadece Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne katılamamanın kaybı TV havuzu ile beraber 10-15 milyon euro idi. Bu yıl da aynısı olursa varın siz kaybı hesap edin.
Olmayan problemi yaratıp sonra çözmeye çalışmak çok eski çağlardan beri siyasetin garip ögelerinden biri olmuştur. Özellikle, Bizans-Osmanlı kültür sentezinde sıkça rastlanan bu mekanizma, günümüzde de bilinçli veya bilinçsiz uygulanmaktadır.
Futbolcularla içli dışlı olmak olası problemleri açığa çıkarmaktır. Galatasaray'da ananevi bazı olgular vardır. Bunlardan en önemlisi ise yönetici ve teknik adamların, futbolcuları ve çalışanları ile medya aracılığı ile veya medya önünde haberleşmemeleri gerektiğidir.
Futbolcular kırılgandır, hassastır... Gönül koyarlar... Performansları etkilenir... Daha da kötüsü, saygıları kalmaz büyüklerine. Bence de en büyük erozyon sevgi ve saygı erozyonudur..