İnancın zaferi
- Bülent Tulun Yazıları
- 23 Mart 2008, 23:02:35, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 16:59:07
Bir süredir antrenörsüz kalan Galatasaray, kötü bir G.Birliği mağlubiyeti sonrası Beşiktaş'ın 3 puan kaybettiği ve liderlik olanağının kendi elinde olduğu Denizli maçına büyük bir seyirci desteğiyle çıktı. İlk yarı karşısında katı defans yapmayan, futbol oynamaya çalışan bir Denizlispor vardı. Büyük takımların evde oynadıkları maçlarda gömülmeyen, açık oynayan ekiplere ender rastlanıyor. Galatasaray'da haftalardır kötü grafik çizen Barış ve Arda bu grafiklerini bu karşılaşmada da değiştiremediler. 7 yabancı oyuncusundan sadece ikisinin kulübede oturabildiği, bunlardan da sadece Nonda'nın lüzumü halinde kullanılabildiği bir çerçevede Hasan Şaş'ın hâlâ neden kadroya giremediği enteresan bir soru işareti olarak karşımızda. Maç 1-1'e geldikten sonra elindeki mevcudu ve değişiklikleri Feldkamp'tan çok daha akıllı, doğru kullanan Ahmet Akcan, bence belki maçı da çevirdi. Kendisine tercüman lakabı takılan, 2. Lig'de bazı takımları küme düşürdüğü için sık sık kamuoyunda küçümsenen bu arkadaşımız bence Feldkamp'tan çok daha iyi.
Feldkamp dönmemeli!
Galatasaray'da sezon başından beri süregelen ve bir türlü önlemeyen bir itiraz furyası var. Her karara itiraz eden Ümit Karan biraz geç de olsa dün de sarı kartı gördü. Bu kadar deneyimli bir oyuncu bunu adet haline getirmişse Sabri'ye söylenecek pek fazla bir şey kalmıyor. Üstelik bunlara iki senede iki maç oynayamayan Okan Buruk da eklenince Galatasaray'da disiplinin 'D'sinin olmadığından bahsedebiliriz. İlk yarı son derece pozitif oynayan Denizlispor, ikinci devre bunu yapamadıysa burdaki en büyük etken Galatasaray'ın iyi oyunu değil, müthiş baskısı ve mücadelesiydi. Özellikle son 30 dakika bütün oyun Denizlispor yarı sahasına yıkıldı ve Servet ile beraber her ortada ceza sahasının içinde en az 5 Galatasaraylı vardı. Televizyondaki spor saatlerinde bazen komik ve trafik gollere yer veren programlar vardır. Orada seyrettiğimiz, bazen tebessüm ettiğimiz, bazen de güldüğümüz goller kategorisine rahatça girebilecek bir golle maç kazanıldı. Ama bu golün 30 dakika evvelinden sahada müthiş bir alın teri, pres, dayanışma ve inanç vardı. Nefes nefese girilen son 7 haftada artık başa oynayan ekiplerden iyi oyun değil, galibiyet beklenmeli. Kalli geri dönmezse Galatasaray'ın şansı büyük.
Feldkamp dönmemeli!
Galatasaray'da sezon başından beri süregelen ve bir türlü önlemeyen bir itiraz furyası var. Her karara itiraz eden Ümit Karan biraz geç de olsa dün de sarı kartı gördü. Bu kadar deneyimli bir oyuncu bunu adet haline getirmişse Sabri'ye söylenecek pek fazla bir şey kalmıyor. Üstelik bunlara iki senede iki maç oynayamayan Okan Buruk da eklenince Galatasaray'da disiplinin 'D'sinin olmadığından bahsedebiliriz. İlk yarı son derece pozitif oynayan Denizlispor, ikinci devre bunu yapamadıysa burdaki en büyük etken Galatasaray'ın iyi oyunu değil, müthiş baskısı ve mücadelesiydi. Özellikle son 30 dakika bütün oyun Denizlispor yarı sahasına yıkıldı ve Servet ile beraber her ortada ceza sahasının içinde en az 5 Galatasaraylı vardı. Televizyondaki spor saatlerinde bazen komik ve trafik gollere yer veren programlar vardır. Orada seyrettiğimiz, bazen tebessüm ettiğimiz, bazen de güldüğümüz goller kategorisine rahatça girebilecek bir golle maç kazanıldı. Ama bu golün 30 dakika evvelinden sahada müthiş bir alın teri, pres, dayanışma ve inanç vardı. Nefes nefese girilen son 7 haftada artık başa oynayan ekiplerden iyi oyun değil, galibiyet beklenmeli. Kalli geri dönmezse Galatasaray'ın şansı büyük.