Hakem doğradı

Futbolun dahi çocuğu Nagelsmann yönetimindeki Almen temsilcisi Leipzig, hem kadro kalitesiyle, hem de Avrupa arenasındaki tecrübesiyle, temsilcimiz Başakşehir'in iki adım önünde bir ekip.
Bu tip takımlara karşı oynarken, özellikle ilk 30 dakikada geriye düşmemek gerekir.
Aslında Başakşehir, maçın başlarında oyunu dengede götürmeyi başardı.
Hatta iki kez de kontradan rakip kaleye tehlikeli ataklar geliştirdi.
Öyle ki Crivelli biraz daha becerikli olsa, ilk çeyrekte üstünlüğü dahi alabilirdik.
Fakat savunmadaki bireysel hatalarımızın ardından, Leipzig'li Angelhino'nun 4 dakika arayla peş peşe kalemize yolladığı iki gol, Medipol Başakşehir klasında bir ekibe hiç yakışmadı.
Ancak 2-0 geriye düşmemize karşın oyundan kopmamamız sevindiriciydi.
Oyunun belli dönemlerinde rakibine üstünlük kuran temsilcimiz, hücumdaki son topları olumlu kullanabilseydi, soyunma odasına gol veya goller bulmuş şekilde gidebilirdik.
H H H
İkinci 45 dakikanın başından maçın son anına kadar sahaya iyi yayılan, isabetli pas trafiği kuran ve topa hakim olan temsilcimiz Medipol Başakşehir, ilk yarıda olduğu gibi, ceza sahası içinde veya çevresinde bitirici aksiyonları yapmayı bir türlü başaramadı.
Başakşehir, ilk Şampiyonlar Ligi deneyiminde, sonuç ne olursa olsun, karakterli, istekli ve onurlu bir futbol ortaya koyarak; hatta dönem dönem Leipzig'i ezerek alkışlanmayı fazlasıyla hak etti.
Bir not da hakem için. İspanyol Manzano, tüm takdir haklarını Leipzig'den yana kullanarak, klasik tabirle Başakşehir'i ince ince doğradı.
Oysa ki, tribün baskısı da yoktu!