Doğukan doğmadı
- Adnan Aybaba Yazıları
- 23 Ağustos 2011, 22:55:08
Yıllar önce Beşiktaş'ın altyapısının Serpil Hamdi Tüzün hocam ile fırtınalar estirdiği o dönemde küçücük bir esintiydim. Çırağan Sarayı'nın yanındaki Şeref Stadı'nın yağmur yağınca göle dönen zemininde çalışırdık. Malzemeci Halil ağabeyin "yıkatıp getirin" dediği formaları evimizde saklardık fareler yemesin diye kulüpte. Bunları niye anlattım?
O kadar yokluk dönemlerinde ne yıldız oyuncular çıktı o altyapıdan! Gençlere büyük önem verilirdi . Gelin şimdiye bir bakın; Başlıktaki Doğukan Pala, A2 Milli Takımımız'ın başarılı ismiydi ve Schuster'in gözdesi oldu. Schuster gitmeden önce onu A takıma aldı, oynattı. Bütün yorumculardan geçer not aldı. Schuster dedi ki Doğukan'a: "Hazır ol, Bundan sonra takımın iddiası azaldı. İsmail sakat.
Bu forma sana teslim." Schuster bu sözlerden sonra görevinden ayrıldı. Gitmeden önce gelecek haftaki maç kadrosunu tahtaya yazmıştı.
Ordada yine Doğukan vardı.
Sonra Tayfur Havutçu geldi. Bilin bakalım ne yaptı? Sizce 11 kişilik kadroya çıktı mı? Hayır! Peki 18 kişilik kadroda yer aldı mı? Hayır.
Doğruca evindeki kanepede yer aldı.
DEĞERLERİNİ BİLMİYORUZ
Yazıktır, günahtır. Bir futbolcu doğmadan öldürülmez. Bu resmen cinayettir. Yazık günah değil mi? Sırf kompleskler yüzünden bu dramı yaşamak zorunda mı? Sonra A2 takımında oynamayan futbolculara ondan sonraki maçlarda görev verdi. Doğukan'ın yüzüne bile bakmadı. Doğukan milli takım soyuncusu.
Doğukan tek suçu Schuster tarafından keşfedilmiş olması oldu. Yani Türkiye'de yıldız adayı oyuncu olmanız, yetenekleriniiz sadece yeterli değil. Ayrıca bazı kompleksleri de geçebilmelisiniz.
Şimdi o sol tarafta futbolcu yok. Doğukan'ı kulüpten isteyenlere Beşiktaş 2 milyon euro rakam çıkardı. Sonra Denizli'ye gitti. Çocuk parasını alamayıp geri döndü. Günlerce evinde ağladı. A2 ile antrenmana çıkmadı. A takıma da çağırmadılar. Kim sahip çıktı ona? Schuster onu aradı "Sen üzülme ben bir takım bulunca seni her koşulda yanıma alacağım" dedi. Utanmamız lazım. Bunlar bizim değerlerimiz, evlatlarımız. Onların değerini bir Alman hoca biliyor ve biz hâlâ görmüyoruz.
Başka söze gerek yok! Anlayan anlasın.
O kadar yokluk dönemlerinde ne yıldız oyuncular çıktı o altyapıdan! Gençlere büyük önem verilirdi . Gelin şimdiye bir bakın; Başlıktaki Doğukan Pala, A2 Milli Takımımız'ın başarılı ismiydi ve Schuster'in gözdesi oldu. Schuster gitmeden önce onu A takıma aldı, oynattı. Bütün yorumculardan geçer not aldı. Schuster dedi ki Doğukan'a: "Hazır ol, Bundan sonra takımın iddiası azaldı. İsmail sakat.
Bu forma sana teslim." Schuster bu sözlerden sonra görevinden ayrıldı. Gitmeden önce gelecek haftaki maç kadrosunu tahtaya yazmıştı.
Ordada yine Doğukan vardı.
Sonra Tayfur Havutçu geldi. Bilin bakalım ne yaptı? Sizce 11 kişilik kadroya çıktı mı? Hayır! Peki 18 kişilik kadroda yer aldı mı? Hayır.
Doğruca evindeki kanepede yer aldı.
DEĞERLERİNİ BİLMİYORUZ
Yazıktır, günahtır. Bir futbolcu doğmadan öldürülmez. Bu resmen cinayettir. Yazık günah değil mi? Sırf kompleskler yüzünden bu dramı yaşamak zorunda mı? Sonra A2 takımında oynamayan futbolculara ondan sonraki maçlarda görev verdi. Doğukan'ın yüzüne bile bakmadı. Doğukan milli takım soyuncusu.
Doğukan tek suçu Schuster tarafından keşfedilmiş olması oldu. Yani Türkiye'de yıldız adayı oyuncu olmanız, yetenekleriniiz sadece yeterli değil. Ayrıca bazı kompleksleri de geçebilmelisiniz.
Şimdi o sol tarafta futbolcu yok. Doğukan'ı kulüpten isteyenlere Beşiktaş 2 milyon euro rakam çıkardı. Sonra Denizli'ye gitti. Çocuk parasını alamayıp geri döndü. Günlerce evinde ağladı. A2 ile antrenmana çıkmadı. A takıma da çağırmadılar. Kim sahip çıktı ona? Schuster onu aradı "Sen üzülme ben bir takım bulunca seni her koşulda yanıma alacağım" dedi. Utanmamız lazım. Bunlar bizim değerlerimiz, evlatlarımız. Onların değerini bir Alman hoca biliyor ve biz hâlâ görmüyoruz.
Başka söze gerek yok! Anlayan anlasın.