Patron Quaresma
- Adnan Aybaba Yazıları
- 26 Haziran 2011, 22:43:46
Biri teknik direktör Tayfur Havutçu'nun karşılaşabileceği sorunlar. Bir diğeri de takım içindeki diğer oyuncuların bu oyuncularla yaşayabileceği uyum ya da uyumsuzluk.
Burada bütün iş söylediğim gibi Quaresma'ya düşüyor. Bu oyuncunun arkasındaki en büyük güçler; tribündeki taraftarın ona olan müthiş sevgisi ve inancı, bir diğeri de takımdaki hemşerileri.
Burada Quaresma'nın potansiyelini inkar edemeyiz. Bu da şu demek; takımın üstünde oldukça fazla bir etkisi var. Bu oyuncuyu belli şartlarda küstürmeyeceksiniz. Kendi safına çekeceksiniz. Ona gerçek bir lider muamelesi yapacaksınız.
Mourinho değil, Guardiola
"Yok benim kurallarım var! Quaresma'yı tanımam! Disiplin ön planda" gibi ikilemlerin içine girerseniz, müthiş bir başarı getirecek olan bu potansiyel tam tersi etki yapıp müthiş bir zarar getirebilir.
Burada o zaman en akıllı ve doğru iş Tayfur Havutçu'nun saha içinde ya da dışında Quaresma'nın patronluğunu kabul etmesi.
Çünkü her zaman "ben patronum" diyen ve "benim dediklerim olur" diyen teknik adamların bu ilkel ve megaloman düşünce tarzları bu kadar yetenekli, donanımlı aksesuarı fazla futbolcuların yok olmasına neden olmuştur. Bu düşünce tarzı artık bitmeli! Böyle çok oyuncunun kaybolduğunu gördük.
Bu oyuncular artık çok üst seviyede oldukları için, teknolojinin de köklü olmasından dolayı daha çok etkinlikleri var. Kendi siteleri var.
Örnek olarak; Guti bir maç sonrası 'facebook'tan arkadaşı ile birşey paylaşsa hemen gündem maddesi olabiliyor. Burada görüyoruz ki bu tip oyuncular artık çok güçlü duruma geldi. Burada bana göre Tayfur Havutçu'nun örnek alması gereken teknik adam Jose Mourinho değil de Josep Guardiola olmalıdır.