Sosyal tesis şart
- Adnan Aybaba Yazıları
- 10 Temmuz 2010, 00:41:45, Güncelleme: 12 Temmuz 2010, 11:18:29
Elbette ki şampiyon olmak önemli. Peki bu hedefe ulaşmak için felsefe ne olmalı.
Beşiktaş, günü mü kurtarmaya çalışmalı yoksa geleceği mi? Bana göre her ikisini de kurtarmalı. Bunun için de ileriye dönük sistemli, planlı, akıllı yatırımlar yapmak lazım.
Futbol takımı her zaman bu işin vitrinidir.
Dolayısıyla takımla ilgili iyi ya da kötü her dalgalanma kulübü de dalgalandırır. Şimdi Quaresma geldi, günü kurtardın. Belki ilerleyen aylarda geleceği de kurtarabileceksin.
Ama her şey Quaresma değil. Neyse ki Schuster de benim gibi sadece bugünü değil, geleceği de düşünüyor.
Mesela bu takımda artık misyonunu tamamlamış oyuncular var. Onlara bel bağlamak yanlış olur. Örneğin Nobre... Ortalarda yok. Bobo... Olmadığı dönemleri hatırlayın.
Ya Delgado... Hâlâ bu oyunculara büyük umutlar bağlanıyor. Bunlar yanlış. Fink'i beğenen insan sayısı bile çok. Fink asla göklere çıkarılacak bir oyuncu değil.
BAZI DUYUMLAR ALIYORUM
Bunların hepsiyle olmasa bile bir kısmı ile artık ayrılık zamanı gelmiştir. Yavaş yavaş bunu gerçekleştirmek lazım. Zaten bu sezon Şampiyonlar Ligi de yok. Bu takvim değişim için tam bir fırsattır. Artık yeni yüzlere, yeni isimlere ihtiyaç var. Mesela Kartal'ın bir tane bile uzun boylu santrforu yok. Schuster'in felsefesinde hücuma daha çok çıkılacak.
Gol için uzun boylu bir santrfora ihtiyaç var. Geride daha çok risk alınacağı için defansın göbeğine de iyi bir transfer yapılabilir.
Başkan Yıldırım Demirören, Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu ile birlikte iyi işlere imza atıyor. Tabii bu arada ekonomik ve sosyal bazı yatırımlar olacağı yolunda da duyumlar alıyorum. Mesela bu kulübün insanların iyi vakit geçirebileceği deniz kenarında bir sosyal tesisi yok. Bu konuda Doğan Küçükemresu'nun şahsi gayretler içinde olduğunu biliyorum. Umarım bu girişimler de sonuç verir ve çok daha iyi şeyler yaşanır.
Beşiktaş, günü mü kurtarmaya çalışmalı yoksa geleceği mi? Bana göre her ikisini de kurtarmalı. Bunun için de ileriye dönük sistemli, planlı, akıllı yatırımlar yapmak lazım.
Futbol takımı her zaman bu işin vitrinidir.
Dolayısıyla takımla ilgili iyi ya da kötü her dalgalanma kulübü de dalgalandırır. Şimdi Quaresma geldi, günü kurtardın. Belki ilerleyen aylarda geleceği de kurtarabileceksin.
Ama her şey Quaresma değil. Neyse ki Schuster de benim gibi sadece bugünü değil, geleceği de düşünüyor.
Mesela bu takımda artık misyonunu tamamlamış oyuncular var. Onlara bel bağlamak yanlış olur. Örneğin Nobre... Ortalarda yok. Bobo... Olmadığı dönemleri hatırlayın.
Ya Delgado... Hâlâ bu oyunculara büyük umutlar bağlanıyor. Bunlar yanlış. Fink'i beğenen insan sayısı bile çok. Fink asla göklere çıkarılacak bir oyuncu değil.
BAZI DUYUMLAR ALIYORUM
Bunların hepsiyle olmasa bile bir kısmı ile artık ayrılık zamanı gelmiştir. Yavaş yavaş bunu gerçekleştirmek lazım. Zaten bu sezon Şampiyonlar Ligi de yok. Bu takvim değişim için tam bir fırsattır. Artık yeni yüzlere, yeni isimlere ihtiyaç var. Mesela Kartal'ın bir tane bile uzun boylu santrforu yok. Schuster'in felsefesinde hücuma daha çok çıkılacak.
Gol için uzun boylu bir santrfora ihtiyaç var. Geride daha çok risk alınacağı için defansın göbeğine de iyi bir transfer yapılabilir.
Başkan Yıldırım Demirören, Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu ile birlikte iyi işlere imza atıyor. Tabii bu arada ekonomik ve sosyal bazı yatırımlar olacağı yolunda da duyumlar alıyorum. Mesela bu kulübün insanların iyi vakit geçirebileceği deniz kenarında bir sosyal tesisi yok. Bu konuda Doğan Küçükemresu'nun şahsi gayretler içinde olduğunu biliyorum. Umarım bu girişimler de sonuç verir ve çok daha iyi şeyler yaşanır.