Perestroyka!..
- Adnan Aybaba Yazıları
- 07 Ekim 2009, 19:36:26, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 16:21:11
Bölünmekle olmaz
Bu kurumlar içinde bulunan futbolcular ve teknik heyet küresel bir krizin yaşandığı ortamda, en güzel otomobillere binmekte, en güzel evlerde oturmakta ve en güzel yerlerde gezmekteler. Evlerine insanlar ekmek götüremezken, milyonlarca doları evlerine götürmekteler. Ama ekmek kazandıkları, mertebe kazandıkları, onur kazandıkları sahanın içine maalesef 1 dolarlık emek getirememektedirler... Yöneticiler hizmet için varlar. Beşiktaş için varlar ve hata için varlar. Bu kadar da değil, böyle olmamalı!.. Bir dava için yola çıkmış insanlar, birbirlerinin sırtını hançerlememelidir. Kimisi dönmüş başkana yakın, kimisi dönmüş muhalefete yakın, kimisi dönmüş şöhrete yakın, kimisi dönmüş taraftara yakın. Beşiktaş'a yakın kimse kalmamış, ne üzücü bir fotoğraf!.. Önce içeride birbirini tutacaksın sonra dışarıda. Sen içeride kendi aranda bu birlikteliği sağlamazsan, o zaman kurumsal anlamda çöküntü içine girersin. Ama bir dakika, Beşiktaş'a hizmet eden herkes şerefli ve onurludur. Sayın başkan Yıldırım Demirören elini cebinden çıkarmayacak, kendi doğrularında hiçbir şeyi esirgemeyecek, arkadaşlarına, dostlarına "Futbolu biliyorum'' diye dolaşan insanlara güvenecek, sonra da ortada kalacak... Bu biraz insafsızlık olacak!..
Gün birlik günüdür
Tafartar Kara Kartal'ın kalbi, sevgisi, gücü, ateşi, parası, gözyaşı, gülümsemesi, sevinci... Ama onlarda bu psikolojik dar alanda sıkıştı, buraya kadardı. Çağın güzellikler tünelinden geçirilmediler. Ama onlar her zaman çabaladı, bir şeyleri daha güzel, daha iyi yapabilmek için. Şimdi bir zaman daha geldi. Yapabileceklerinin en güzelini yapabilmek için, O gün bugündür... Değişmek, hep birlikte, yeniden, el ele tutunarak. Kurumları sağlıklı duruma getirerek... Herkes dönüp yukarıda duran Beşiktaş aynasına bakmalı "Biz nerede hata yaptık'' diyerek ders almalı. Can simitleri birbirine sarılmalı ki Kartal yeniden canlansın. Evet hadi bakalım, hep birlikte ayağa kalkıp yeni bir çağa doğru uçalım. PERESTROYKA'yı yaşayalım.