ZEKİ UZUNDURUKAN - BU TAKIM NEDEN SAVAŞMIYOR?
Trabzonspor, başkentteki maçta kötü bir futbol ortaya koydu ve zirve yarışında 2 puan daha yitirerek Dünya Kupası arasına girdi... Koca 45 dakikada rakip kaleyi bulan sadece 2 şutu vardı bordo-mavililerin.
Abdullah Avcı, 56'da Abdulkadir Ömür'ü kenara aldı. Oysa o dakikaya kadar rakip sahada pres yapan, oyun akıl koymaya çalışan ve Trabzonspor adına en tehlikeli pozisyonu yakalayan Abdülkadir Ömür'dü. Bakasetas'ın yokluğunda 10 numara pozisyonunda oynayan Yusuf Yazıcı, ne hücuma katkı verebildi, ne de savunma yapabildi.
Yusuf, ilk yarının uzatma anlarında 2'ye bir pozisyon yakaladı. Önü bomboş kaleye gidip vurmak yerine Maxi Gomez'e o kadar kötü bir pas attı ki... Yusuf kardeşim, sendeki bu düşüşe kimse anlam veremiyor! Yetenek, fizik, futbol zekası, kısacası her şeye sahipsin ama kötü oynuyorsun. Futboluna odaklanırsan, eskisinden daha büyük yıldız olursun! Maxi Gomez, ileride çok yalnız kalıyor, pas alamıyor, topla buluşamıyor. Trabzonspor sezon başından beri rakip ceza sahasında çoğalamıyor, çünkü takımın fizik kapasitesi yeterli değil. Öne çıkınca geriye dönüşlerde sıkıntı yaşıyor takım.
Bordo-mavililerde savunma, orta saha ve hücum arasında çok fazla boşluk oluyor, oyunun boyu çok uzayınca, top taşımakta, adam geçip, rakip ceza sahasında gitmekte zorlanıyor. Ya da atağa çıkarken kaptırılan toplar, Trabzonspor kalesinde gol tehlikesine dönüşüyor. Marc Bartra çok ağır bir stoper. Yerden ve havadan gelen toplarda yırtıcılığı hiç yok. Çok gamsız! Top sürerken çevre kontrolünü bile yapmıyor ve çok top kaptırıyor. Vitor Hugo ile uyumu da iyi değil.
Djaniny girdikten sonra Trabzonspor'un futbolu bir ara olgunlaştı. En azından rakip kalede daha fazla göründü. Bu ataklardan birinde Enis Bardhi ile golü buldu Trabzonspor. Ama daha gole bile sevinemeden penaltıdan Ankaragücü skoru eşitledi. Mete Kalkavan, hava topu mücadelesinde arkası dönük Larsen'in eline çarpan topta hemen penaltı noktasını gösterdi. O hava topuna Bartra'nın çıkması gerekiyordu ama Bartra'yı ara ki bulasın!
Trabzonspor dünkü maçta Bakasetas ve Trezeguet'nin eksikliğini çok hissetti. Bu iki yıldız sahada olmayınca ilk yarıda Abdülkadir Ömür, o çıktıktan sonra da Hamsik takımı ayakta tutmaya çalıştı. Ama hoca, Hamsik'i de bitime 15 dakika kala kenara aldı. Trabzonspor'un fizikli ve sert bir ön liberoya ihtiyacı varken, Gbamin neden alındı anlamak mümkün değil! Geldiğinden beri, iyi maçı yok. Yazık verilen paralara.
Abdullah Avcı pas oyununda ısrar ediyor ama başkentte Trabzonspor, üst üste 5 pas bile yapamadı. Takım futbol olarak iyiye gitmesi gerekirken, freni tutmayan araç gibi geriye gidiyor. Dünya Kupası arası ilaç gibi gelecek Trabzonspor'a. Ama yeni transferlerin yetenekleri ortada! Bu takımın çok çalışması lazım çok.
Ankaragücü; yürekli futbol oynadı, sahada büyük savaş verdi Trabzonspor karşısında. Trabzonspor'da bir taktik disiplin yok. Ezbere bir oyun var. Böyle olunca da sonuç almak tesadüflere kalıyor. Trabzonspor, gelecek adına ümit vermiyor! Sahada yaratıcı, skoru değiştirecek oyuncu sayısı çok az bordo-mavililerin.
Abdullah Avcı, sahanın en iyisi Abdülkadir'i 56'da neden kenara aldı, anlayan varsa bana anlatsın lütfen! Djaniny dışındaki yapılan değişikliklerin oyuna bir katkısı da olmadı! Bu da çok düşündürücü... Sezonu şampiyon tamamlayan bir takım; 12 yeni transfer yaparsa, eksik mevkiler belliyken, buralara pansuman yapmak yerine 'al gitsin!' mantığı ile hareket ederse, böyle ne oynadığını kimsenin çözemediği bir takıma dönüşür!
ERMAN TOROĞLU - KASKETİ ÖNÜNE KOYMA ZAMANI
Maç başlıyor, Ankaragücü sezon başındaki Ankaragücü değil. Daha iyi futbol oynuyorlar. Yavaş yavaş takım olmaya başlamışlar. Tabii öncelikle şuna bakmak lazım. Trabzonspor şampiyonluğa oynuyor, Ankaragücü ise kümede kalmaya.
Matematik diyor ki, Ankaragücü'nün şansı 19'da 4, eğer 15'inci olursa ligde kalacak. Trabzonspor'un şansı ise 19'da 1.. Yani işi çok daha zor. Trabzonspor'da iki önemli eksik var, Bakasetas ve Trezeguet.. İyi tamam da, Trabzonspor şampiyonluğu istiyorsa daha bir farklı bir futbol oynaması gerekir. Daha doğrusu 'Ben buradayım' demesi gerekiyor. Ama öyle bir havası yok.
Futbolcular sahada kavga etmiyorlar. İkinci yarıda bir 15-20 dakika bunu yaptılar, zaten onda da golü buldular. İlk yarı Ankaragücü daha diri ama çok açık alanda oynuyor. Karşısındaki takım daha tecrübeli. Biraz daha kontrollü oynasalar daha iyiydi. İkinci yarı başladı, bu sefer Trabzonspor 20 dakika oyunun kontrolünü eline aldı. Ankaragücü buna cevap veremedi. Sonunda da zaten gol geldi. Ancak Trabzonspor maalesef bu sene öne geçtiği maçları tutamıyor.
İşte en son oynadığı Konyaspor maçı. Trabzonspor gibi bir takım 2-0 öne geçince en kötü o maçı bitirmeli. Aynen dün gece olduğu gibi. Trabzonspor golü atınca Abdullah Avcı skoru korumak için hemen Siopis'i hazırladı. Ama daha Siopis oyuna girmeden golü yiyince, o plan da bozuldu.
Trabzonspor'un tamam skoru koruması lazım ama tamamen defans yaparak değil. Topu kaleden en uzak yerde ve ayağında tutarak yaparsın. Ankaragücü ne var ne yok 90 dakika mücadele etti, zaten başka şansı da yoktu. Kümede kalmak için bu tarz oynayacaksınız. Hele rakibiniz büyük takımsa.
Son saniyelerde maç Ankaragücü'ne geldi ama inanılmaz bir pozisyon kaçtı. Futbolda böyle şeyler var. Ama şu bir gerçek, Trabzonspor maalesef yavaş yavaş hedeften uzaklaşıyor. Liderle bu kadar puan farkını kapatabilecek mi, soru işareti? Hele ki aradaki puan farkı iki hanelere doğru giderse, eyvah...
