ERMAN TOROĞLU - KULÜBE FARKI
İlk yarı 2-2 bitiyor ama kaçırılan gollere bakarsanız Göztepe'nin en az 3 farklı önde bitirmesi lazım ilk yarıyı.
Trabzonspor aman aman oynamıyor ama tecrübeli ayakları var ve pozisyona girince işi hallediyorlar.
ERMAN TOROĞLU - KULÜBE FARKI
İlk yarı 2-2 bitiyor ama kaçırılan gollere bakarsanız Göztepe'nin en az 3 farklı önde bitirmesi lazım ilk yarıyı.
Trabzonspor aman aman oynamıyor ama tecrübeli ayakları var ve pozisyona girince işi hallediyorlar.
Orta saha iş yapmıyor, arka taraf ise fazla geriye kaçıyor. Bu kadar mesafe olunca Göztepe de çabuk gelip çabuk dönüyor. Abdullah Avcı'nın kulübesi bayağı iyi. Bir de şu var: Avcı kulübeyi de iyi hazırlıyor. Nitekim ikinci yarı başında 3 oyuncu değişikliği takımın şeklini değiştiriyor.
Trabzonspor'da bu sezon sakatlıklar çok etkili oldu. Djaniny diye bir oyuncu var. Her derde deva. Akıllı bıdık yine işler yapıyor. Atıyor ve attırıyor. Visca'yı söylemeye gerek yok. Her takıma lazım bir oyuncu.
İkinci yarı Trabzonspor kendisi gibi oynamaya başlayınca işi hemen bitiriverdi. Göztepe'nin işi zor gözüküyor. Finallere girerken çok puana ihtiyaçları var. Öyle gözüküyor ki sezon sonu düşecek takımı ikili averaj veya genel averaj belirleyebilir.
Ahmetcan ilk oynadığında 1-2 kez sallandı. Abdullah Avcı ona güvenmiş ki bu çocukta bayağı bir ilerleme var. İyi oynadıkça daha da rahatlıyor ve iyi işler yapıyor. Sözün özü Trabzonspor merdivenleri tek tek basarak çıkıyor.
Her geçen gün şampiyonluğa yaklaşıyor. 3 kere 5 eşittir 15 veya 3 kere 6 eşittir 18. Bu hangi haftaya denk gelecek. Tabii bu Trabzonspor'a ve onu takip eden Konyaspor'a bağlı.
Hakem zararsız bir maç yönetti. Göztepe'nin attığı birinci golde bir çarpışma var. Maalesef ama maalesef yayıncı kuruluş 5 görüntü getirdi. Hiçbirinden belli olmuyor. Onun için de ahkam kesmek zor.
YUNUS EMRE SEL - SU GİBİ
Süper Lig'in en sakar savunma hatlarından biri, aynı zamanda en ağır merkez orta saha hatlarından birine sahip Göztepe'ye karşı o alanda üstünlüğü teslim eden bir oyun anlayışının ilk yarıda yaşadığı soğuk duş elbette kaçınılmazdı.
Zaaflarını parlatacağınız her rakip size aynını yapar: Zayıflıkları yeterince kullanmazsanız, zayıflıklarının meziyetlerini olduğundan fazla bir üstünlük gibi kullanır ve can acıtırlar.
Trabzonspor'un ilk yarıda sergileyemediği oyunun özeti biraz burada gizli. Dönüşüm ve hatalardan öğrenme, bir kez daha kendini gösterdi göstermesine ama bu dönüşüm ve öğrenme kulübeden bazı oyunculara da sirayet etmeli. Trabzonspor aynı zamanda bir okul çünkü. Öğrenenlerin ve öğretenlerin okulu.
Ne öğreniyor Trabzonspor? Hatalarını, hatalarından ders almayı, sakin ve sabırlı kalmayı, sabrını ve sakinliğini delice su değirmenlerinde öğütmeyip, kendini o sulara bırakmasını biliyor. Djaniny bir değirmenci sakinliğinde görünse de gerçekte delice bir su gibi. Rakiplerinin arasından esnekliğiyle geçerken zihinlerde berrak bir iz bırakıyor.
Evet, bir okul Trabzonspor. Bu okulun baş öğretmeni, öğrenmekten usanmayan ve bunu bir alışkanlık haline getiren Abdullah Avcı. İlk yarıda çıkardığı kadronun aksaklıklarına müdahale etmekte yine bir sakınca görmedi. Çekinmedi, hata yaptığını, beklediğini alamadığını görmekten ve göstermekten imtina etmedi.
"Usta denmez öğrenmesini bitirene, çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa" sözündeki usta, futbolda Abdullah Avcı'da buluyor kimliğini. Trabzonspor'un ve Avcı'nın bu sezonki meşakkatli macerasını "Hakem Şansı" ifadesiyle özetlemeye çalışanlar, belki de yorumcu şansıyla bulundukları koltukları işgal ediyorlar ama henüz farkında değillerdir.
Zira bazılarımız için asıl tehlike, öğrenmeyi bitirip kendimizi usta zannetmeye başladığımızda başlıyor. Aynı şey tüm futbol figürleri için geçerli: Bu oyun, sadece çalışmaya ve öğrenmeye olan açlığını diri tutanlara açıyor ışıltılı dünyasının kapısını. İşte bu ışıltılı kapının eşiğinden tekrar geçmek üzere Avcı ve öğrencileri. Bu kapının yegane anahtarı bu sezon onların akıl ve ayaklarında.
REHA KAPSAL - SİMÜLASYON
Trabzonspor'un hafta içi antrenör değişikliğine giden Göztepe karşısında ne yapacağı önemliydi. İzmir ekibi ezberi olan 3'lü diziliş yerine yeni hocası Tomas ile 4'lü formasyona geçti. Aynı zamanda düşme potasında olduğu için bir reaksiyon vermesi de muhtemeldi.
Trabzonspor ilk devrede 2 gol atmasına rağmen oyuna girmekte bir hayli zorluk çekti. Bordo-mavililer maça iyi başlayamadığı gibi ilk golü de kalesinde gördü. Çok çabuk geri dönerek öne geçtiler. İlk 45 dakikayı özetlersek Göztepe daha fazla pozisyona girdi. Çünkü maç Göztepe'nin istediği gibi yüksek tempoda oynandı.
Sarı-kırmızılıların sezon başından bu yana önde basan, pozisyon üreten, rakiplere de geçiş hücumları veren bir oyun yapısı vardı. Bordo-mavililerin ilk devre buna istenen karşılığı verememesinin sebebi saha içindeki atletik oyuncu sayısının az oluşuydu. Hıza ve dinamizme ihtiyaç vardı.
Böyle bir ilk yarıdan sonra Trabzonspor devre arasında 3 oyuncu değiştirdi. Yusuf Erdoğan, Dorukhan ve Djaniny girdi. Üçünün de bu oyun için fiziksel yapıları ve atletizmleri uygundu. İlk yarıya göre daha çabuk rakip kaleye giden, Göztepe'nin verdiği alanları doğru kullanan bordo-mavililer neredeyse hiç pozisyon da vermediler.
İkinci yarı değişikliklerle beraber hem top ayağındayken hem de rakipteyken oyunun tüm kontrolünü ellerine geçirdiler. Trabzonspor ikinci devreyi komple domine etti. Bunun için ilk yarıyı gördükten sonra saha içinde bir işlem uygulamak gerekirdi.
Abdullah Avcı gibi günümüz teknik adamlarını öne çıkartan unsur maçın gidişatına göre oyun ve oyuncu hamlelerinin hazırlığını önceden yapmak. Bunları kurgulamak. Bu planları maç öncesi belirleyen 'simülasyon antrenörlüğü' ile birlikte bazı teknik adamlar ciddi fark yaratıyor. Abdullah Avcı da bunlardan biri. Teknik adam kalitesinden gelen bu fark, dünkü maçtaki gibi takımın performansını belirleyen en önemli etken oldu.