Maç başlıyor... Sahadaki takımlara diyoruz ki, "Büyük takımlar!"
Yani bu oyuncular diğer küçük takım oyuncularından farklı ki büyük takımlarda oynuyorlar.
Hani düz mantıkla. Ama bu iki takımın büyük oyuncuları ilk 45 dakikada aldıkları bütün topları 5 saniyede kaybediyorlar.
Rakiplerine veriyorlar.
Maça dikkatle bakın; öyle aman aman pozisyonlar da yok ilk 45 dakikada.
Trabzonspor tesadüf eseri bir gol buldu. Rakibe çarpan top, defansı kontrpiyede bırakıyor ve gol oluyor.
Ama ilk 45'te şu net gözüküyor; sahaya çıkan 11 Trabzonsporlu ellerinden ne geliyorsa azamisini vermeye çalışıyorlar.
Yani kaçak dövüşmüyorlar.
Peki Galatasaray 11'i için ilk 45 dakika aynı cümleyi söyleyebilir miyiz? Kesinlikle hayır.
ASSOLİSTİNİ KULLANAMIYOR
En başta Selçuk... Eğer Selçuk teknik direktörden torpilli değilse dün kenara alınacak ilk oyuncu olmalıydı. Hem sahte oynadı hem kaçak dövüştü hem de takımını külliyen oyundan düşürdü.
Umut'a bu tarz görevler verip oynatacaksanız, oynatmayın daha iyi. Selçuk böyle oynayınca bu sefer Sneijder'i geri çekiyorsun. Yani elinde assolist var en büyük gazinolarda söyletebilirsin ama onu kenar mahalle gazinolarına sokuyorsun. Oralarda oynatıyorsun!
Mesela Hamit! Dün ne yaptı? Çok kötüydü. Karşısında koşan, mücadele eden oyuncular oldu mu, Hamit oyundan düşüyor. Futbolda yaş maalesef önemlidir. Aslında fazla uzağa gitmeyin.
Kenarda oturan Melo'nun surat ifadesini görseniz Galatasaray'ın zaten mağlup olacağını anlardınız!
Galatasaray ikinci yarıda baskı kurdu.
Ama yalan bir baskı! Öyle kenarlara inip, ver-kaçlarla düzgün ataklar yapmadılar.
İkinci yarının ilk yarım saati Trabzonspor oyunda bir şeyler yaptı. Bence göstermelikti. İşte burada kenarda futbolcularına kızan Ersun Yanal'ın aslında kendine kızması lazım. Yaptığı değişiklikleri daha erken gerçekleştirse Galatasaray'ın arka tarafı pazar yerine dönecek. Trabzon her geldiği pozisyonda gol yapabilecek görüntüdeydi.. Ama Ersun da seyirci baskısından olsa gerek maçı daha dikkatli izleyeceğine fazlaca kenarda hopladı zıpladı. Bu kadar hoplayıp zıplarsan doğruyu göremezsin.
Öyle veya böyle bu Galatasaray'ın şampiyon olması zor. Ama şunun altını çizeyim; buradaki kabahat bu teknik direktörde, yani Hamza'da değil!
TELLES'İNKİ VERİLEBİLİR