MCBÜ Spor Bilimleri Fakültesi tarafından Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde 'Dünyada ve Türkiye'de Futbol' konulu söyleşi yapıldı. Milli Takımlar eski teknik direktörü Ersun Yanal'ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliği Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bilal Gümüş, öğretim üyeleri ve Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri de izledi. Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Niyazi Enişeler'in moderatörlüğünü yaptığı söyleşide konuşan Yanal, 33 yıl önce mezun olduğu MCBÜ Spor Bilimleri Fakültesi'nden diplomasını almasından dolayı büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi. Yanal, "Rektör Beyi ziyarete gittiğimizde hocamız bana sürpriz yaptı. Diplomamı verdi. 33 yıl önce mezun olduğum okulun diplomasını bugün almak nasip oldu" dedi.
"AVRUPA'DA EN ÇOK YABANCI OYNATAN ÜLKEYİZ"
Yanal, ilk olarak Türkiye'deki liglerde oynatılan yabancı futbolcular konusuna değildi. Türkiye'nin Avrupa'da en çok yabancı oynatan ülke olduğuna dikkat çeken Yanal, "Ligde çok iddialı takımlarımız var. İddialar güzel ama biz Avrupa'nın en çok yabancı oyuncu oynatan ülkesiyiz. En çok yabancı oyuncunun oynatıldığı lige sahibiz. Aynı zamanda yaş ortalaması en yüksek olan ligiz. Yani en yaşlı lige sahibiz hem de en çok yabancıyı biz oynatıyoruz. Bir ilginç olay daha var. Altyapıdan yetiştirdiğimiz oyuncuları oynatma konusunda çok cimriyiz ve sonuncu sıradayız. Altyapıdan oyuncu yetiştirip oynatamıyoruz. 2011 yılında yaptığım araştırmada, Türkiye liginin yüzde 54'ünün yabancılardan oluştuğunu gördüm. Aradan 6 yıl geçti. Bu rakam yüzde 73'e yükseldi. Yani şuanda biz yüzde 73'lük bir rakamla yabancıların oluşturduğu bir ligi oynuyoruz. Son oynanan Galatasaray- Beşiktaş derbisinde sadece bir Türk oyuncu vardı" dedi.
Türkiye'deki ve Avrupa'daki futbola verilen değer konusuna da değinen Yanal, istatistiklerle Türkiye'deki futbol yapısını anlattı. Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olmasına karşın, sadece 500 bin kişinin futbol oynadığına dikkat çekti.
"SPORU SEVEN YOK, SKORU SEVEN VAR"
Türkiye'de en önemli olayın sporu sevmek yerine skoru sevmek olduğunu ifade eden Yanal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz toplum olarak skor sevmeye devam edersek, sağlıklı bir toplum yaratamayız. Fanatizmi engelleyelim. Spor kültürü ve spor adamı olmayan yerde bunu yapamazsınız. Spor adamı olmak başka bir şeydir. Spor adamı maçın sonucunu 'maç sattı', diye değerlendirmez. Bu, çok büyük bir ithamdır. Spor adamı karşısındaki rakibini takdir etmeyi iyi bilir. Spor adamı centilmendir. Rakibine saygı duyar."
Ersun Yanal, söyleşide katılanların sorularını da cevapladı. Bir öğrencinin, "Yerli oyuncuların ve antrenörlerin önemine değiniyorsunuz. Peki o zaman milli takımımızın başında yabancı bir antrenörün olmasını nasıl karşılıyorsunuz" sorusuna Yanal, Türkiye'de birçok yabancı ismin görev yaptığını ve katkı sağladığını vurgulayarak, şöyle yanıtladı: "Çok becerili antrenörlerimiz var. Biz bu tür sorularla hep karşı karşıya kalıyoruz. Ben böyle düşünüp, böyle sorular sorulacağına kendimizi oraya nasıl atarız bunu düşünmek zorundayız. Bu bizim eksiğimiz. Bugün kendisini kanıtlamış, başarısıyla gündeme gelmiş başarılı bir teknik direktör, milli takımımızı çalıştırıyor. Bu tartışılır. Yapardı, yapmazdı, doğruydu, yanlıştı. Böyle demek lazım. Tamamen bizim değerlerimiz ve becerilerimiz ne ki oraya gitmemiz lazım. Bizim beceri ve değerlerimizi sorguladığımızda bizi tüm dünya kupalarına taşıyanlar yerli antrenörlerdi. Bunu yapabiliyoruz. Ama bunu tartışacağımıza önce kendimize odaklanmamız lazım. Kendi becerilerimizi, yeteneklerimizi daha nasıl arttırırız ona bakalım."
Söyleşinin ardından Yanal'a, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bilal Gümüş tarafından teşekkür belgesi ve plaketi takdim edildi. Yanal daha sonra üniversite öğrencileri ile birlikte bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.