Filmin sonuna geldikçe bombalar elden ele geçiyor, dedik. Bombanın biri Beşiktaş'ın elinde patladı. Şu anda daha doğrusu bundan sonra Beşiktaş artık ikinciliği kovalayacak. Diyeceksiniz ki "Bu kadar neticelerin değişik olduğu ligde her şey olur." Tamam haklısınız! Ama şu an görünen; G.Saray bir "tık" önde... Bu bir "tık" neye göre? Beşiktaş-G.Antep, G.Saray-Beşiktaş maçlarına göre... Ama diğerleri, yani küçükler; buna ne kadar tesir edebilirler? Bu tesir etme olayı çok net söylüyorum; futbolculara bağlı değil. Teknik direktörlerin kapasitesine göre! Tolgay'ı oyundan çıkarıyorsun, Mustafa Pektemek'i alıyorsun! Bu maçta oyuna ilk girecek adam; Cenk Tosun olmalıydı! Peki en son çıkacak adam kim; Tolgay! O zaman Bilic hiç kusura bakmasın! Ben tv'den seyrediyorum; sahanın tamamını göremiyorum. Bilic sahanın içinde... Ama Bilic sahanın içinden bunları göremiyorsa; hakikaten hiç kusura bakmasın. Serdar, Beşiktaş'ın oyuncusu değil. Beyefendinin suratına bir kol geliyor, yerde kıvranmaya başlıyor. Durumuna bakarsan ya cankurtaran çağırman lazım ya da itfaiye!..
BİLİC YANLIŞ İŞLER YAPTI
Öyle bir maç oynandı ki Gaziantep, teknik direktörü Okan Buruk dahil hep doğru işler yaptı. Beşiktaş ise Bilic dahil hep yanlış işler yaptılar. Hakemler mi; onlar evlere şenlik! Kardeşim Beşiktaş bir gol atıyor, golün asistini yapan hakem Tolga Özkalfa! Gaziantep hücuma çıkıyor, bütün takım top almak için kabak çiçeği gibi açılmış öyle bir yerde oyuna müdahale ediyor ki ona çarpan topta Beşiktaş golünü atıyor. Tolga bin tane sarı kart gösterdi ama ilk sarı kartı bence kendisine göstermesi gerekirdi! Ama bu dişçi arkadaşımızı, Türkiye'de FIFA hakemi yapıyorlar! Bevliyeci veya jinekolog olsa adam Dünya Kupası yönetecek! 'Yardımcıları' dersen ona keza! Top taca çıkmış 1 metre, o da futbolcu ile birlikte koşuyor. Türk futbolu da Türk hakemliği de maalesef aynı!.. Peki, Beşiktaş galibiyet golünü nasıl bulurdu? Bakın zihniyeti değiştirmediğiniz zaman bir şey yapamazsınız. Alın maçın kasetini izleyin. Alman eğitimi görmüş iki oyuncu; biri Tolgay diğeri Gökhan Töre... Biri çizginin kenarına geçmiş arkadaşları mücadele edip getirecekler, Gökhan Töre arkadaşımız da oynayacak! Arada bir topa vuracak, "Ah, vah" diyecek! Peki, Tolgay ne yapacak? Vücudunun bütün kılları ter içinde kalacak. Forması ve şortundan "ter" fışkıracak, 70 metre gidecek geri gelecek, sonra teknik direktörü tarafından oyundan alınacak! Yerine Pektemek girecek. O ne yapacak? Girer girmez yere yatacak! 10 dakika tedavi görecek! Sonra bir anda yerden kalkıp maça devam edecek. Seyirci de artistlik yapanı alkışlayacak! Siyah-beyazlıların bu tarz bir rakibe karşı yapacakları tek şey vardı; oyunu sağdan ve soldan taç çizgilerine kadar kullanmak. Ondan sonra pozisyon zaten gelirdi. Ama onlar hep ortayı tercih ettiler. Zaten Gaziantep defansı ceza alanına gömülmüş, hiçbir Beşiktaşlı oyuncuya manevra alanı kalmamış! O zaman Hatice devreden çıkar, netice devreye girer. Futbolda en zor şey direksiyonun sende olmamasıdır. Bundan sonra Beşiktaşlı oyuncular yalnız kendi maçlarını değil, diğer maçları da düşünecekler.
RUS RULETi GiBi
Şu anda "bomba" Galatasaray'ın kucağında...
Kalan 4 maçı da kazanırsa şampiyon olacaklar. Beşiktaş bu şansını kumar masasında kaybetti.
Galatasaray onun hatasına düşecek mi, düşmeyecek mi?
Hep birlikte göreceğiz. Şu andan itibaren Bilic tabiri caizse Rus ruleti gibi ya Fener'e patlayacak ya Galatasaray'a... "Maçın hakem ve yardımcıları' derseniz kesinlikle iyi değillerdi. Öyle eyyamcılık yaptılar ki inanılmaz! Ama şunu net bir şekilde söyleyeyim; Demba Ba'nın pozisyonu penaltı değildi.
Yani hakem o pozisyonda doğru karar verdi.
Ama 12 sarı kartı olan bir maçta kırmızı 1 tane çıkıyorsa dön de "Ben neler yaptım? Neler yapmadım" diye kendine bir sor!..