Soru: Namaz kılmayanların ahiretteki durumu ne olacak?
Cevap: Cenab-ı Hak bizden bazı şeyleri istiyor, bazı şeyleri yasaklıyor ve istediği şeylerin başında da namaz geliyor. Namazın üzerinde gerek Peygamber Efendimiz gerek Kur'an-ı Kerim duruyor. Biz biliyoruz ki namazı özürsüz olarak geçiren çok büyük günah işlemiştir ve öbür dünyada bu cezayı hak etmiştir.
🔸 İslam'ın beş şartından biri olan namaz, Farsça'da "tâzim için eğilmek, kulluk, ibadet" anlamlarına gelir. Sözlükte "dua etmek, ibadet etmek, bağışlanma dilemek, yalvarmak" anlamlarındaki Arapça salât kelimesinin (çoğulu salavât) karşılığı olarak Türkçe'ye geçmiştir. Terim olarak salât tekbirle başlayıp selâmla son bulan, belirli hareket ve sözlerden oluşan bedenî ibadeti ifade eder.
🔸 Namaz ibadetindeki rükünlerin aynı zamanda fiilî ve sözlü bir dua niteliğinde olması salât kelimesinin terim ve sözlük anlamları arasındaki ilişkiyi de destekler. Salât kelimesiyle aynı kökten türeyen musallî "namaz kılan kişi" ve musallâ "namaz kılınan yer" anlamına gelir. Kur'ân-ı Kerîm'de namazı ifade etmek üzere zikr kelimesinin yanı sıra (meselâ bk. el-Ankebût 29/45; el-Cum'a 62/9) tesbîh kelimesinin türevleri de kullanılmıştır (er-Rûm 30/17).
🔸 Dinimizde bugün bilinen şekliyle beş vakit namaz hicretten bir buçuk yıl kadar önce Mi'râc gecesinde farz kılınır. (Buhârî, "Bedʾü'l-ḫalḳ", 6; Müslim, "Îmân", 259; Tirmizî, "Ṣalât", 213). Hadis mecmualarında yer alan bilgilerden namazların önce ikişer rek'at olarak farz kılındığı, hicretten kısa bir süre sonra öğle, ikindi ve yatsı namazlarının farzlarının dörder rek'ata çıkarıldığı anlaşılır. (Buhârî, "Ṣalât", 1; Müslim, "Ṣalâtü'l-müsâfirîn", 1, 3; geniş bilgi için bk. Bedreddin el-Aynî, III, 287).
🔸 Kur'ân-ı Kerîm'de namaz emrine defalarca yer verildiği gibi bazı ayetlerde çeşitli üsluplarla namazın önemine işaret edilerek namaz kılanlardan övgü ile söz edilmiş olduğu görülür. (el-En'âm 6/92; el-Mü'minûn 23/9; el-Meâric 70/22-35) Namazı ciddiye almayıp özünden uzaklaşanlar yerilir.(el-Mâûn 107/5).
🔸 Birçok ayette "salât" ile birlikte "ikāme" kelimesi ve türevleri kullanılarak (meselâ el-Bakara 2/110, 277; el-Mâide 5/55; el-Enfâl 8/3) namazın vaktinde eksiksiz bir biçimde erkânına uyularak ve devamlı olarak kılınması gereğine dikkat çekilir.
🔸 Kur'an'da salât kelimesinin sıkça zekât ve zekâta yakın anlamdaki infak kelimesiyle birlikte kullanılmasının namaz ibadetinin ruhu arındırma işleviyle zekât ibadetinin malı arındırma özelliği arasındaki paralelliğe vurgu anlamı taşıdığı söylenebilir.
🔸 Nisa suresi 103. ayette, namazın müminler için vakitleri belli bir farz olduğu belirtilmiştir.
"Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah'ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü'minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır. Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah'ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü'minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır"
🔸 Namazın kılınacağı vakitlere de Kur'an'ın kendine özgü üslubu içinde sarih biçimde veya işaret yoluyla değinilmiştir. Mesela sabah (salâtü'l-fecr) ve yatsı (salâtü'l-işâ) namazları ismen zikredilirken (en-Nûr 24/58) diğer vakit namazlarına işaretlerde bulunulmuştur.
Namaz ile ilgili ayetler
"Güneşin öğleyin batıya doğru kaydığı andan gece karanlığı bastırıncaya kadar belli vakitlerde namazı dosdoğru kıl; özellikle sabah namazını da kıl, çünkü sabah namazı şâhitlidir."
(İsrâ suresi, 28.ayet)
"Gecenin bir kısmında uyanıp sana mahsus bir ibâdet olmak üzere teheccüd namazı kıl. Böyle yaptığın takdirde umulur ki Rabbin seni Makâm-ı Mahmûd'a eriştirir."
(İsrâ suresi, 79. ayet)
"Namazı kılın, zekâtı verin. Önceden kendiniz için ne hayır yaparsanız onu Allah katında bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı eksiksiz görür."
(Bakara suresi, 110. ayet)
"Rasûlüm! Biz, kıbleyle alakalı vahiy ümidiyle yüzünü sık sık göğe doğru çevirip durduğunu elbette görüyoruz. Şimdi seni râzı olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Bundan böyle namazda yüzünü Mescid-i Harâm'a doğru çevir. Ey mü'minler! Siz de nerede olursanız olun, namaz kılarken yüzünüzü o yöne çevirin. Kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir."